21 Ekim 2010 Perşembe

Rob' la Söyleşi




Şafak Vakti filmi ardı ardına 2 film olarak çekilecek ve Bill Condon yönetecek. Dört gözle beklediğin şey nedir?

Bill Condon yöneteceği için memnunum. Yaptıklarını seviyorum. Henüz senaryoyu görmedim ama serinin sonu için korkuyorum. Başka bir Alacakaranlık filmi daha çekeceksen eğer hata yapmayı göze alabilirsin belki. Bundan sonrasında ise kendi başınasın.

Şafak Vakti’nin iki bölümünün ardı ardına çekilecek olmasından da memnunum. Çünkü aksi halde ikisinin arasına başka bir filmin çekimini koyabilmek zor. Tutulma da olduğu gibi mesela. Kafanı kaldığın yere tekrar verebilmek zaman istiyor. Hazırlanmak için sadece 1 hafta vaktim vardı. Çekimlerin başlangıcı bayağı stresliydi. İki film ardı ardına çekilirken bütün zamanı karakterde kalıp, odaklanarak geçirebilirsin.

Çadır sahnesinde ki bu hala en çok konuşulan Tutulma sahnesi, senin vampir karakterinin vücut sıcaklığı tabii ki normal sıcaklık ile karşılaştırıldığında soğuk, Jacob’ınki ise daha sıcak.

Aslına bakılacak olursa garip bir sahneydi ve zordu. Edward için inanılmaz derecede bunaltıcı (güler!) Onu inanılmaz derecede sevimsiz yapıyor. İlk seferinde zaten olamdı. Sanki çok soğuk bir kişinin yanında oturması gibi birşey (güler!). Korkunç!

Taylor bize bu sahnede sürekli gülme krizleri geçirdiğini söyledi.

Çekim yaptığımız yer çok garipti. ‘’thought’’ kelimesini Amerikalı aksağanı ile söylemeyi kafama takmıştım ve bu şekilde söylediğinde sanki ‘’farts’’ (fart = argo da gaz çıkarmak) kelimesi gibi geliyordu kulağa. Bunu bütün gün aklımdan çıkaramadım. Sahnenin açılış cümlesinde de bu ‘’thoughts’’ kelimesi vardı. Çadırın içerisinde oturup bu cümleye güldüm durdum. Sonunda Taylor dayanamadı ve ‘’ Bu iki kelime kulağa aynı şekilde gelmiyor. Komik bile değil’’ dedi.

Sanırım yorgundum. Birbirimize patronluk tasladığımız bütün sahneleri komik buldum. Gençlik magazinlerinde boy gösterdiğimizi falan da hesaba katınca. Mesela Taylor’ın sürekli üzeri çıplak oluşu, benim sürekli kana susamış olamam. Maço olmaya çalışıyorduk ve bunun çok komik olduğunu düşünmüştüm.

Jacob Bella’yı öptükten sonra üçünüz arasındaki dinamikten söz eder misin?

Garip. Sadece öpüşme sahnesini çektikleri gibi kalmayıp bir de ben yokken çektiler. Sanki seni aldatıyorlarmış gibi hissediyorsun. Sonra sete geri dönüyorsun ve neredeyse her seferinde bir şeyler çevirdiklerinden söpheleniyorsun. Her seferinde böyle oldu. Sete her seferinde‘’Eee? Nasıldı?’’ şeklinde geri döndüm.

100 yaş üzeri ve bakir rekorunu Edward’a direk verebilir miyiz?

Sanırım o şimdi…. Kaç yaşında? 109 ya da 110 olmalı. İlk kitapta, Alaska’dan başka bir vampir ile birşeyler vardı. Kısaca geçmişti bu kitapta. Ama bakir olup olmadığı kesin olarak açıklandı mı hatırlamıyorum. Sanırım hayranların öyle olduğuna inanmak hoşlarına gidiyor.

Alacakaranlık serisi fantazi/romantik/heyecan kitapları olduklarına göre hangi aşk hikayelerinin sana ilham verdiğini sorabilir miyim?

Çok basit gelecek belki kulağa ama annem ve babam. Annem ve babam, annem 17 babam işse 26 yaşında iken tanışmışlar. Hala birlikteler. Onların yaşındaki çok kişi boşanıyor.

Filmler açısından bakacak olursak, her zaman ümitsiz ve acı veren aşk hikayelerini sevdim. Belki de hala genç olduğumdan. “First Name: Carmen” Isimli bir Godard filmi var. Fransızca söylemeye çalışmayacağim bile. En gerçekçi ve ilham verici aşk hikayeleri arasında olduğunu düşünmüşümdür her zaman.

Kontakt lensler ile rol yapmak ne kadar zor?

Doğru düzgün hissedemiyorsun. Terleyemiyorsun. Eğer terlesen suratındaki herşey bozulmaya başlıyor. Diğer insanlar nasıl yapıyor bilemiyorum. Ben sadece bunun imkansız olduğunu düşündüm. Edward kendini herşeyden alıkoyuyor. Heyecanlı biri değil. Birçok şey gözler ile ifade edilmeli ama kontakt lensler ile bunu limitli hale getiriyorsun. Kontakt lens takmak zorunda olmadığım filmlerde rahat bir iç çekiyorum.

Şafak Vaktinde, sen baba oluyorsun Bella ise vampir ve anne. Kristen’e bir vampiri oynamak hakkında tavsiye veriyor musun? Bir babayı oynamak için yeterli olgunlukta olduğunu düşünüyor musun?

Şafak Vakti’nin bazı sahnelerinde bir babayı canlandıracak olmam ve şu anda çekimleri süren filmde de bir babayı canlandırıyor olmam komik. Çok korkuyorum aslında. Bu sahnelere sıra geldiğinde ne yapacağımı bilmiyorum. Sürekli makyaj ve kontakt lens takmak zorunda olmaktan şikayet ediyorum. Kristen ‘’çok acınası haldesin. Sadece alışmak zorundasın. Neden sadece alışmıyorsun?’’ diyor. Ama artık Kristen de kontakt lens takmak zorunda olduğuna göre ona‘’. Bunun nasıl birşey olduğunu göreceksin. Sürekli çileden çıkacaksın’’ diyebilirim ki bu harika.

Edward gibi kızlar koruyan çok fazla erkek görmüyoruz. Onu anlayabiliyor musun? Ne kadar eski kafalısın?

Sanırım eskiye göre daha bir eski kafalı oldum. Orta yaşlı oldum gibi hissediyorum şimdiden (güler!) Pozitif korumanın olduğu filmlerde olmak güzel birşey. Bazı kişiler filmlerin çocuklarına iyi örnek olacağını düşünüyorlar.

Stephenie Meyer diğer iki filmden olduğundan daha fazla Tutulma setinde bulundu. Nasıldı?

Korkutucu değil. Gerçekten hoş biri ve filmleri gerçekten beğeniyor. Ama yine de garipti. Film çekimlerinin neredeyse bitecekken ‘’Stephenie her gün buradaydı’’ diye düşündüm ve daha önce farkına varmadım (güler!). Açık sözlü. Hiçbir zaman gelip bir konuda zorlama yapmaz. Soruları yanıtlamaya da açıktır.

Özgür mahkumlar isimli batı filmi için ön çalışmalar başladı. Neden batı filmleri seni bu kadar etkiliyor?

Batı filmlerini izleyerek büyüdüm. Babamın en sevdiği filmler batı filmleriydi. Umarım bu film çekilir. Bir araya getirilebilmesi zor bir film çünkü aksiyon filmi falan değil. Filmin yarısı Komançi dilinde olan, birazcık bunalımlı romantik bir drama. Farklı olacak. Canlandıracağım karakter benim için büyük bir değişiklik.

Gitar çalıyorsun. Peki müzik senin için ne kadar önemli?

Gerçekten önemli. Kızkardeşim de şarkıcı ve söz yazarı. Oyunculuk yardımcı da oldu bu konuda çünkü aslında hiç ilgim yoktu. Kayıtlarımı yayınlamamın tek nedeni benimle işbirliği yapmak isteyecek birilerini bulabilmekti. Sanırım oyunculuk yaparak da birkaç müziyen ile tanışma fırsatıda buluyorsun. Umarım sadece kendim için birşeyler yapıp kaydedebilirim. Satma fikri ise düşünmeye başlar başlamaz bitiyor zaten. Çünkü çok korkutucuç Sonra herkes yorum yapma gereğinde olduğunu düşünüyor. Ama eğer sadece kendin için yaparsan, para kazanma amacı gütmezsen o zaman kimse seni yargılamaz.

“Alacakaranlık” gençler arasında çok popüler, Jaden Smith de dahil. Ergenlik çağındayken ne tür kitap ve müzik severdin?

Martin Amis isimli yazara saplantılıydım. Yazdığı herşeyi okudum. Kitapçıya gher gittiğimde başka kitabı var mı diye bakardım. Aynı kitabın birkaç farklı basımını alırdım. Martin, Van Morrison ve Jimi Hendrix büyürken sevdiklerim. Saplantılı halde onlarla ilgili herşeyi toplardım.

Jaden’ın Alacarakalık’ı sevmesi de komik. Sanırım Alacakaranlık’ı sevdiğini iddia etmeye razı olan ilk erkek (güler).

Şimdiye kadar yaşamını değiştiren bir tecrüben oldu mu?

Ortaokula geçişim. İlk okuğudum okuldan atılmıştım. Bir okuldan diğerine en sonunda da öniveristey gittiğin bütün bir okul sistemi vardır Londra’da. Herkes aynı okullara gider. Ama ben atıldım ve sonunda bir sanat okulunda buldum kendimi ki bu başıma gelen en iyi şey oldu.

Peki neden atıldın?

Bu bir sır.

Hiç yorum yok: