26 Mart 2010 Cuma

25 Mart 2010 Perşembe

Balmumu Robert




İŞTE BALMUMU 'ROBERT PATTINSON'

Yeniay Ekibinden Bir Kare


Yeni ' Eclipse' Posteri

"The Twilight Saga: Eclipse (Alacakaranlık Efsanesi: Tutulma)" filminin ilk resmi tanıtım posteri yayınlandı.
Bella Swan (Kristen Stewart), vampir sevgilisi Edward Cullen (Robert Pattinson) ve kurt adam Jacob Black (Taylor Lautner) Alacakaranlık serisinin yeni filmiyle beyaz perdeye geri dönüyor. İzlenme rekorları kıran ilk iki filmin ardından çekilen "Eclipse"in yönetmenliğini David Slade üstlendi. Stephenie Meyer'ın romanından uyarlanan senaryo ise Melissa Rosenberg tarafından kaleme alındı.
Seattle'da esrarengiz cinayetler baş gösterirken, Victoria da Bella'dan intikam almanın planlarını yapmakta. Edward, cinayetlerin kana olan açlıklarını kontrol edemeyen yeni doğmuş vampirler tarafından işlenildiğinden şüphe etmektedir. Bella ise Edward'a olan aşkı ve Jacob'la arkadaşlığı arasında seçime zorlanmaktadır.
"The Twilight Saga: Eclipse (Alacakaranlık Efsanesi: Tutulma)" ülkemizde 2 Temmuz 2010'da gösterime girecek.

21 Mart 2010 Pazar

Bella'nın Arabası Belli Oldu



Sizde biliyorsunuz ki Şafak Vakti'nde Bella'nın bir arabası oluyor.İşte o araba buymuş.

13 Mart 2010 Cumartesi

Deli Eden Duş Sahnesi

Hem gerçek hayatta hem de Alacakaranlık serisinde imkansız bir aşkı yaşatmaya çalışan romantik çift Robert Pattinson ile Kristen Steward'ın ilişkilerini bu sahneler sallayacak!
Alacakaranlık'ın fenomeni Robert Pattinson ve Lost'un Emilie de Ravin'i vampir dişlerini ve korkuları bırakıp yeni bir aşk hikayesinde buluştular. Ancak bu durum Pattinson'ın Alacakaranlık'taki rol arkadaşı ve aynı zamanda sevgilisi olan Kristen Steward'ı bir hayli zor durumda bıraktı.
KRISTEN ALARMDA!
Hatırla Beni adlı film için kolları sıvayan (Remember Me) 23 yaşındaki İngiliz aktör, yeni partneriyle oldukça sıcak sahnelerde bir araya geldi. 28 yaşındaki Emilie ile birlikte duşa giren Robert'ın, kıskançlık krizine giren güzeller güzeli sevgilisini nasıl yatıştıracağı merak konusu oldu...
Yabancı basında duş sahneleri 'Dikkatli ol Kristen' gibi başlıklarla görücüye çıkarıldı...
Hürriyet Gazetesi

The Runaways Galası

Kristen Stewart ve Dakota Fanning, son filmleri The Runaways'in Los Angeles'taki galasında bir araya geldiler.
New Moon'un başarılı aktörü Taylor Lautner'ın arkadaşlarını yalnız bırakmadığı gecede davetliler arasında Riley Keough ve The Runaways'in kurucu üyesi Joan Jett de vardı.
Şimdiye dek en ünlü video kliplere hayat veren Floria Sigismondi'nin yönetmenliğini üstlendiği The Runaways, 70'lerin ünlü kız grubunun hikayesini daha çok grup elemanları Joan Jett ve Cherie Currie'ye odaklanarak anlatıyor.

11 Mart 2010 Perşembe

Tutulma - Edward


Parade.com Röportajı

Robert Pattinson: ‘Eleştirmenlerin “Yeni Ay”a Yaklaşımını Beğenmedim”
Robert Pattinson Beni Hatırla’da asi bir New York Üniversitesi öğrencisini canlandırmak için Alacakaranlık çılgınlığına ara veriyor. Bağımsız filmde, 23 yaşındaki oyuncu öfke ile patlayacak, (Lost dizisinden Emilie de Ravin tarafından canlandırılan) bir kıza aşık olacak ve (Pierce Brosnan tarafından canlandırılan) otoriter babasına kafa tutacak.
Parade.com’dan Jeanne Wolf Pattinson’ın bu karakteri ile kişilik açısından ortak yönlerini ortaya çıkardı.
Bir Terapi Aracı Olarak Oyunculuk
“Ben bir insan olarak gelişmeme yardımcı olacak rolleri denemeye ve seçmeye çalışıyorum ve sizin asi olarak adlandıracağınızı tahmin ettiğim karakterim Tyler’ınkine benzer deneyimler yaşadığımı düşünüyorum. Sadece filmi yapmanın bile gerçekte bana hayatımda yardımcı olacak şeyleri düşünmeme ve keşfetmeme yardımcı olacağını düşündüm. Onu bir terapi uygulaması olarak kullanıyor gibiydim.”
Kişisel Mücadelesi
“Tamamen bir birey olmaya ve kimliğinizi birşeylerin üzerine yapıştırmaya odaklanırsınız. Sadece dünyanın bir parçası olmayı kabul etmezsiniz. Ben bir nevi bu duyguya kapıldım. Daha gençken herşeyin sahte olduğuna dair bu takıntıyı yaşadım. Sonunda, birden etrafındaki herşeye sövmeyi bırakıyorsun, çünkü insanların çoğu yalnız kendisine problem yaratıyor. Onlar sadece olayların gerçek yanını görmüyorlar.”
Sevdiğin Birini Kaybetmek ile İlişkilendirdiği Olay
“Her zaman köpeğim hakkında konuşmaya devam ediyorum. O inanılmaz bir köpekti, ve geçenlerde yaptığım bir röportajda onun hayatımdaki en önemli kişi olduğunu söylemiştim. Bunu söylediğim için ailem bana çok kızdı. Ama, bu bazı insanlara saçma gelse de, köpeğimle olan ilişkim bir dönüm noktasıydı. Köpeğin ölmesi, abartısız hayatımın en kötü günüydü. Bir aile ferdini kaybetmek gibiydi.”
Bir Gecede Ünlü Olma Gerçeği
“Buna karşı savaşmaya başlarsanız gerçekten kendinize pek çok problem yaratacağınızı düşünüyorum. Yapabileceğiniz hiçbir şey yok. Demek istediğimi bu gizemli birşey değil. İnsanlar seni farkediyorlar ve seninle konuşmak istiyorlar, veya seni görmek istiyorlar. Bu durumlar karşısında benim yaptığım hile onları bir kalabalık olarak görmemek. Eğer her bir kalabalığı bireylere bölebiliyorsanız, onları daha kolay idare edebiliyorsunuz. Sizin için çığlıklar atan bu büyük insan topluluklarını oldukları gibi görmeye başladığınız zaman delirmeye başlıyorsunuz. Bu yüzden tüm kalabalığa değil, sadece bir kaç yüze odaklanmaya çalışıyorum.”
Ama New York’ta açık mekanlarda film çekerken…
“Çekimler benim olacağını düşündüğümden daha çok bir sirk havasına döndü. Başlangıçta korkunçtu. Sonra, çekimlerin yarısına gelmişken, birden bununla ilgili bir görüşe sahip oldum. Ne olduğunu bilmiyorum, ama sadece iyi olduğunu biliyorum. Sanırım bu sadece bazı şeyleri nasıl görmezden geleceğini öğrenmek. Sanki bunun hakkında daha fazla disiplinli olman gerekmesi gibi.”
Öfke Kontrolü ile İlgili Bir Ders
“Film çekimleri sırasında güvenlik görevlilerinden biri benim paparazzilere karşı gittikçe daha çok sinirlendiğimi fark etmiş. Yanıma geldi ve şöyle dedi; “Oraya gittiğini ve diyelim ki 40 tane kamera sizi çekerken onlardan birine yumruk attığını düşün.” Bu düşünce benim gerginliğimi ortadan kaldırmaya yetti. Ama günün sonunda, “Bu insanlar buradan gidene kadar çekim yapmıyorum” diyemiyorsunuz. Rolünüzü yapmaya devam etmelisiniz. Bu yüzden kesinlikle herhangi bir Alacakaranlık filminden çok daha zordu.”
Belki röportajları es geçer
“‘Eleştirmenlerin “Yeni Ay”a yaklaşımını beğenmedim. Sadece büyük bir seri film olması bağlamında değerlendirildiğini düşünüyorum. Birşey bu kadar çok abartıldığında, ona karşı ters tepkiler olur. Chriz Weitz’in harika bir yönetmen olduğunu düşünüyorum. Filmden gerçekten keyif aldım. Bu yüzden bu negatif eleştirmenler beni rahatsız ettiler.”
Peki neden bir albüm çıkar mıyorsun?
“Aslında yıl sonunda bir tane yapmak istiyorum. Tüm arkadaşlarım albüm yapıyorlar ve ben bu konuda çok rahatsızım. Ama iki şeyi bir arada yapamam. Jennifer Lopez gibi insanların nasıl hem oyunculuk yapıp, hem de şarkı söylediğini anlamıyorum. Aynen şöyle oluyorum, “Yapamam.” Ama umut ediyorum ki ikisini birlikte yapmak için bir zaman bulacağım.”

Parade.com Röportajı

Robert Pattinson: ‘En Son Ne Zaman Birine Çıkma Teklif Ettiğimi Hatırlamıyorum.”
Röportaj: Jeanne Wolf
Çıkma oyunu
“Konu karşı cinse geldiğinde, canlandırdığım karakter kadar kendime güvenmiyorum. En son birine çıkma teklif ettiğim zamanı bile hatırlamıyorum, sanki, onların yanına gittim ve bu yaptığım ilk şeydi. Çok daha fazla içime kapanığım ve reddedilmek istemiyorum. Bu yüzden kendimi geri çekerim.”
Maço Tarafını Ortaya Çıkarması
“Bu konuda Tyler’a benziyorum, fırsatım olduğunda yaptığım şeyleri onun yaptığı gibi yapabilmiş olmayı isterdim. Biraz daha umursamaz ve hatta kavgacı olmakla ilgili memnun edici bir taraf da var. Birine rastgele vurmaya başlamak insanı hasta eden birşey. Tüm öfkeni settte boşaltmak bir nevi eğlenceli. Birkaç adama yumruk attığım büyük sahneyi çekiyorduk. Herşey yolunda gitti ve hiç kimse gerçekten zarar görmedi. Ama sahnenin en sonunda, sanki kendime gaz veriyormuşum gibi kendi koluma vurduğum bir hareket yapıyordum. O sahneyi filmden çıkarmışlar, ama kendimi o kadar kuvvetli yumruklamışım ki, çekimlerin sonuna kadar kolum çok ağrıdı. Bu şimdiye kadar yaptığım en aptalca şeydi.”
Acıyı daha önce hissetmiş
“Daha gençken pek çok insan tarafından dövüldüm. Biraz saftım, ama her zaman bu saldırıların sebepsiz olduğunu düşündüm. Oyunculuğa ilk başladığım zamanlardı ve bir oyuncu gibi davranmayı sevdim, veya bir oyuncunun bu şekilde olması gerektiğini düşündüm, ve görünüşe bakılırsa bu pek çok insanı bana vurmaları için kışkırttı.”
Pierce Brosnan’dan neler öğrendi?
“Bankacı veya borsacı gibi görünen adamlarla dolu bir restoranta akşam yemeğine gittik. Beni tanımadılar, ama Pierce’i tanıdılar. Ve bana, “Şuradaki adamların bize baktığını farkettin mi?” dedi. Orada oturuyordum ve beni tanımamış olmalarına rağmen daha da içime kapanıyordum. Aniden Pierce ayağa kalktı ve kendini restorandaki herkese tanıttı. İlk başta, “Ne yapıyorsun? Tamamen çılgınca davranıyorsun.” Dedim. Ama işe yaradı. Herkes rahatladı ve bize bakmayı bıraktılar. Ve evlerine gidip, “Pierce çok kibar bir adam” diye anlatacakları anlıyorsun.”
James Dean ile karşılaştırılmaktan rahatsız olmuyor
“Bence o son 50 yıl içinde genç erkekler, özellikle oyuncular arasında en etkileyici kişi. Bu yüzden evet, demek istediğim, ondan çok etkilendiğimi söylemekten utanmıyorum.”
Gişe hasılatlarının baskısı ile karşı karşıya
“Bu sanki bir canavar gibi. İnsanlar seni daha fazla tanıdıklarını düşündükçe, senin için o kadar belirli türde bir rol tanımlıyorlar. İnsanlar bana hep aynı rollere çıkmak hakkında sorular soruyorlar ve ben şimdiye kadar bununla ilgili gerçekten endişelenmedim. İnsanların sizi yaptığınız iş ile değerlendireceğini düşünüyorsunuz. Ama gerçek şu ki, değerlendirme içinde yer aldığın filmin para kazandırıp, kazandırmaması ile yapılıyor. Ve eğer filminiz para kazandırmıyor ise, şöyle diyorlar, “Oh, işte sona geldi.””
En büyük amacı
“İsminizin sadece anlamsız bir ünlüden daha başka bir şey anlamına gelmesi için çalışmaya devam ediyorsunuz. Bu zor bir savaş, ama ben Johnny Depp gibi kişiler bunu başardığını düşünüyorum. O toplumdaki imajı ile yargılanmıyor, insanların ilgilendikleri sadece onun oyunculuğu. Bu yere varabilmek çok disiplin ve gözlerden uzak olmak gerekiyor.”

10 Mart 2010 Çarşamba

Beni Hatırla Basın Konferansı: Onca Kalabalık Önünde Bu Kadar Duygusal Bir Film Çekmek Nasıldı?

Soru: Alan çekimler sırasında sürekli var olan paparazzi ilgisi ve çığlıklar atan hayranlar yüzünden senin dikkatini toplaman için çok çabalaman gerektiğini anlattı. Her hareketini twitleyen ve çığlıklar atan hayranların gözleri önünde bu kadar duygusal bir filmi çekmek nasıldı?
Pattinson:
Çekimlerin ilk iki haftası bir çeşit delilikti, çünkü sürekli New York Üniversitesi ve Washington Square park civarındaydım ve etrafta her zaman tonlarca insan vardı. Sanırım bu durum orada bulunan insanları da rahatsız ediyordu, çünkü bu kalabalık topluluk gelip onların günlerini de etkiliyordu, bu yüzden başlangıçta gerçekten çok zordu. Ama sanırım daha sonra buna alıştım. Bazı şeyler yokmuş gibi davrandım. Aslında bu ortam yüzünden içimde oluşan öfkeyi bir şekilde kullanmak istedim, ama bu öfkeyi Tyler karakteri için kullanmam mümkün değildi. Aslında bu durum şu an çekmekte olduğum film için başıma gelseydi, herşey mükemmel olurdu, ben gidip paparazzilere saldırabilirdim ve tüm bunları yaparken içine girdiğim karakterden çıkmamış olurdum, gerçekten harika olurdu. [güler] Ama bu Tyler için mümkün değildi, çünkü Tyler o yapıda bir adam değil.

Rob' un Atrevida Dergisi Röportajı

Sen nasıl hatırlanmak isterdin?
(güler) Bilmiyorum, aklıma gelen tek şey ailem için kötü hissederdim. Gerçekten nasıl hatırlanmak isterdim bilmiyorum. Bazen, hiç hatırlanmamayı, öylece unutulmayı diliyorum.
Cannes’da Beni Hatırla’nın şimdiye kadar yaptığın en kişisel film olduğunu ve filmde kendini oynayacağını söyledin. Bunun hakkında birşeyler söyler misin?
Bunu filmi yapmadan önce söylemiştim. O sıralar ön-çalışmalar yapıyorduk ve sonra film çok değişti. Aslında karakteri kendime yakın hale getirmeye çalışıyordum, ama film geliştikçe, çok farklı bir yere geldi.
Neler değişti?
Beni en başta bu rolde çeken şey karakterin sıradan genç bir adam olmamasıydı. Neredeyse tüm filmlerde ”iyi adam” idealleştirilir, ki bunun gerçekle alakası yoktur. Bunlar bir klişe veya basmakalıp karakterden ibarettir. Tyler böyle değil. Ben boş bir ekran olduğunu düşündüm ve onu daha karmaşık hale getirmeye çalıştım.
Canlandırdığın karakter bir “asi”. Sence sen ona benziyor musun?
Onun asi olduğunu düşünmüyorum. Belki bazen bazı durumlarda tepkiler veriyor – mesela kardeşinin okulunda ona saldıran kızları korkutması gibi – ki aynı şey benim başıma gelse, ben de aynısını yapardım. Ama ayrıca onun benden çok daha fazla vurdumduymaz olduğunu düşünüyorum.
Sen 20’li yaşlarının başlarında karakterin gibi zor zamanlar geçirmedin. Bu dönem insan hayatında, kafanın karışık olduğu, karmaşık bir dönem…
Bu karakteri ergenliğinize ilk adım attığınız ve bir birey olmanıza büyük önem verdiğiniz noktadan bakarak oynamaya çalıştım. Bireyselliğinizi herşeyin üstünde tutarsınız ve dünyanın bir parçası olmayı kabul etmezsiniz. Bunlar benim 22 yaşındayken hissettiklerim. Daha gençken, hissettiğim herşeyin yanlış olduğuna dair bir takıntım vardı.
Nasıl yani?
Üzgün olduğunda, aslında üzgün değilsindir. Sadece kendini kandırıyorsundur.
Tyler ve Ally (Emilie de Ravin) ilk tanıştıklarında, Tyler çok ısrarcı idi. Sen de kızlara karşı böyle misindir?
(güler) Hayır, hiç de değil. Bazen bu karşındaki insana göre değişebilir. Genelde benim için işe yaramaz. Ben böyle şeylerde iyi değilimdir. En son bir kıza çıkma teklif ettiğim zamanı hatırlayamıyorum. Sanırım hiç böyle birşey yapmadım. Bu açıdan Tyler’dan farklı olduğumu düşünüyorum.
Peki bir kız filmdeki gibi seninle çıkmak istemez ise ne yaparsın?
Ona; “Kaç kızın benimle çıkmak isteyeceği hakkında hiç bir fikrin var mı, seni budala” derim (güler)
Şu an kimseyle birlikte misin?
(güler)
Şu anda dünyanın konuştuğu ADAM’sın. Herkes Robert Pattinson hakkında konuşuyor. Bu durum sende paranoya mı oluşturuyor yoksa bundan hoşlanıyor musun?
Bunu kontrol edebilmeyi dilerdim, ama imkansız. Her zaman bir ikilemdeyim. Bazen güzel oluyor, çünkü bunun gibi, başından sonuna dahil olduğum filmler yapabiliyorum. Pek çok oyuncunun böyle bir şansı olmuyor. Bu benim için harika birşey, ama paranoya da yaşıyorum.
Leonardo DiCaprio en başta küçük bağımsız filmler yapıyordu, sonra Romeo+Juliet ve tüm zamanların en büyük filmi haline gelen Titanik’i çekti. O filmde kendisinin değil, medyanın yarattığı bir versiyonunun rol aldığını söyledi. Sonra, kariyerine devam etmek için ”bu yaratılan canavar”ın ölmesini beklemesi gerektiğini açıkladı.
Sen bu konuda ne düşünüyorsun?
O gerçekten çok genç bir yaşta Oscar’a aday gösterildi ve her zaman bir oyuncu olmak istedi. Bu benden biraz farklı bir durum. Ben de bağımsız filmler yapıyordum. Bahsettiği şeylerin bazılarını hissettiğimi düşünüyorum ve tüm bu ilgi konusunda en rahatsızlık verici şey benim öğrenmeme engel olması. Bu durumda bir oyuncu olarak içinden geçtiğin öğrenme süreci azalıyor, çünkü insanların izlemek istemeyeceği ve küçük rolleri oynaman mümkün olmuyor. Bu çok fazla baskı yaratıyor ve tamamen üstüne geliyor. Oyunculuk yapmaya çalışırken üstünüzde oluşan baskı insanı sadece olumsuz olarak etkiliyor.
Sen kendini baskı altında mı hissediyorsun?
Evet. Bu garip. Sette benden beklenen çok fazla şey vardı. Çok kötü değildi, küçük bir film yaptığımı biliyordum, ama beni endişelendiren insanların benim film tercihimi nasıl anlayacakları idi. Yapabileceğim tek şey insanların bu filmi tıpkı başka herhangi bir filmmiş gibi önyargısız bir şekilde izleyeceklerini umut etmek.
Geçmişte filmlerin ile ilgili ne tür değerlendirmeler seni üzdü?
İnsanların ”Yeni Ay” hakkındaki konuşmalarını beğenmedim, çünkü ben orada bu film serisinin bir parçası olarak değerlendirildim. Birşey bu kadar abartıldığında, ona karşı hareketlerin oluşması kaçınılmaz, ve ben eleştirilerin bu bağlamda geldiğini düşünüyorum. Chris Weitz’in inanılmaz bir yönetmen ve ben filmi gerçekten beğendim. Ben çok şanslıydım, ama maalesef insanlar o an popüler olan şeyleri yargılıyorlar.
Kendin hakkında okuduğun en garip şey ne?
Bazen, röportaj yapacağım zamanlar, insanların neler yazdığını kontrol ediyorum. Biz zamanlar bir derginin benim hamile olduğumu yazdığını okumuştum. Hem de kapaktaydı.
Eğer ünlü olmayan biri olarak 2 saat geçirme şansın olsaydı, ne yapardın?
Aslında hiç birşey. Londra’ya geri gelmek çok garip, çünkü burada çıkıp dolaşabiliyorum ve normal şeyler yapabiliyorum. Bunu bir süre sonra fark ettim. Eğer bunu daha önce fark etseydim, buraya daha önce gelirdim.
Bunun sakalın yüzünden olduğunu düşünüyor musun?
Evet, sanırım.
Sakalını kesmeyi düşünüyor musun?
Şu an Londra’da çalışıyorum ve bakalım sakalımı bırakmama izin verecekler göreceğim. Orada bulunan insanların kim olduğumu bilmediği seçmelere katılmak isterdim.
Bel Ami’deki rolün için nasıl hazırlanıyorsun?
Kilo almam gerekiyor. Ama daha sonra Şafak Vakti’nin çekimleri olacağı için çok fazla kilo almama izin vereceklerini sanmıyorum, ama Bel Ami için biraz daha yaşlı görünmem lazım. Karakterim Georges Duroy 6 yılını çok fazla içki içerek geçirmiş, bu yüzden bu rol için biraz yabani görünmek istiyorum.
Şöhret seni nasıl değiştirdi?
Amerika’ya taşındım. Her zaman bunun İngiltere’de olduğum gibi olacağını düşündüm. Noel’i geçirmek için Londra’ya geldim ve herşey çok sakindi, olacağını düşündüğümden farklı idi. Amerika’da olayların çok daha farklı olduğunu düşünüyorum – orada gerçekten hiçbir şey yapamıyorum. Sadece haberlere konu olmak istemiyorum. Dedikodu dergilerinin kapaklarında yer alan insanlarla hiç ilgilenmiyorum, çünkü saklanmanız mümkün. Ve dışarıya çıkıp bir paparazzi tarafından yakalanan herkes her zaman sıkıcı veya onun gibi görünürler.
Geçtiğimiz yıl Cannes senin için biraz çılgıncaydı…
Bir kalabalığın ortasına girmek biraz eğlenceliydi – ve 2 bodyguard biz onların arasından geçmeye çalışırken onları iteklemek zorunda kaldılar. Çok hoştu, ama aynı zamanda ”ben bunu neden yapıyorum?” diye düşünüyorsunuz. İnsanların bunun bana ilgi çekici geldiğini düşünmesini istemiyorum – ama tek bir kelime söylemenize bile gerek olmadan insanlar çılgına dönebiliyorlar.
Bu durumun çok aşırı yaşandığı zamanlar oluyor mu?
Bazen. Genelde kalabalıkla başa çıkmak bir problem değil. Caddede yürüyorsun ve birden 20 kişi arkandan koşmaya başlıyor, onların kim olduğu önemli değil – çocuklar veya değil – çok yoğun birşey. Bu çok garip bir deneyim ve bu sebeple biraz paranoyak oluyorsun. Caddelerde etrafına bakarak yürüyorsun ve sürekli her an “saldırı”ya uğrayıp, uğramayacağını kontrol ediyorsun.
Yaşadığın en aşırı deneyim ne idi?
Yeni Ay’ın İtalya çekimleri inanılmaz idi. O çekimler şimdiye kadar yaşadığım en aşırı durumdu. Orada bulunan ilave oyuncularının %60’I hayranlardı. Etrafta hayranlardan oluşan bir kalabalık vardı ve onların önünde gömleğimi çıkarmam gerekiyordu. Bu hayatımda yaptığım en garip şeydi.
O zaman şu anki gerçeğin kaçmak ve barlara ve otellere saklanmak mı?
Los Angeles’ta evet. Ve garip ama Londra’da normal bir hayat yaşıyorum.
Londra’da ne yapmaktan hoşlanıyorsun?
Son 3 yılda burada çok fazla zaman geçiremedim, ama daha önce Soho’da yaşardım, bu yüzden oradaki herkesi tanırdım. Ama geri döndüğümden beri daha önce gittiğim pek çok yerin kapandığını farkettim.
Hangi oyuncuları yetenekleri ve konumları için takdir ediyorsun?
Joaquin Phoenix ve Ryan Gosling
Piyano ve diğer müzik aletlerini çalıyorsun. Hiç bir müzik grubunda çaldın mı?
Daha gençken Bad Girls isimli küçük bir grubun elemanıydım. Bu çok zaman önceydi. Neredeyse tüm arkadaşlarım müzisyenler ve grupları var, bu yüzden bazen onlarla çalıyorum.
Bir müzisyen olmak istiyor musun?
Film müzikleri yazma ve yapma fikrini seviyorum. Kendimi tek başıma bir albüm yapacak kadar cesur hissetmiyorum.
Eğer baban olmasaydı, büyük ihitmal ile müzik sektöründe olacaktın. Babanın sana oyuncu olmanı söylediği doğru mu?
Evet doğru, çünkü bir grup güzel kız gördü ve “Rob, oraya gitmelisin” dedi. Beni bir oyuncu olmak için harekete geçiren şey bu!
Hiç Alacakaranlık’ın senin hayatını değiştireceğini düşündün mü?
Aslında, alacakaranlık’ta rol alan hiç kimsenin bunu düşündüğünü sanmıyorum. Belki bunu da başka bir gençlik filmi olarak değerlendirdik.
Moda ile ilgileniyor musun?
Marc Jacobs’u seviyorum. Neredeyse gittiğim her premierde onun koleksiyonundan kıyafetler giyiyorum, çünkü üzerimde iyi durduğunu düşünüyorum. Genelde ucuz kıyafetler alırım. Kıyafet almak için alışverişe çıkmam, bu yüzden her zaman aynı kıyafetleri giyiyorum.
Hiç moda gösterilerine gidiyor musun?
Bunu yapmam, çok utanç verici olur. Arkadaşlarım, ”Sen ne yapıyorsun? Aklını mı kaçırdın?” derler. (güler)

8 Mart 2010 Pazartesi

Bel Ami'den Resimler




Nikki Reed


Alacakaranlık Yıldızları Oscar' da







Emilie de Ravin - Beni Hatırla ve Robert Hakkında


TeenHollywood: Peki, kaçınılmaz soru. “Kalp Çarpıntısı” ile çalışmayı nasıl buldun?
Emilie (güler): Bu onun yeni ismimi? Harika idi, gerçekten çok iyi anlaştık, çok eğlenceli zaman geçirdik, bu film için aynı oranda tutkuya sahiptik ve herşey çok dolay ve zorlamasız oldu. Sette çekimler öncesinde ve sırasında repliklerimiz hakkında konuşarak ve ilişkimizi geliştirerek ve ayrıca birbirimizi yakından tanıyarak çok zaman geçirdik, bu yüzden çok rahattık ve bu durumun çok yardımcı olduğunu düşünüyorum.
Sette hiç aslında bir senaryoyu okuyormuş gibi hissetmedik, sanki biz muhabbet ediyorduk ve ben onu dinliyordum, gözlemliyordum ve Ally’nin vereceği tepkileri veriyor gibiydim. Bu çok güzeldi ve gerçekte çok fazla kişiyle yaşanmayan bir deneyimdi.
TeenHollywood: Paparazzi ve barikatlardan bahsetmiştin. Sen kendine ait pek çok hayranı olan oturmuş bir oyuncusun, ama başrolü paylaştığın adamın günümüzün en popüler oyuncusu olması nedeniyle birden ışıklar altında olmak nasıl hissettiriyor?
Emilie: Bilmiyorum, genel olarak bu film hakkında gerçekten heyecanlı ve istekliyim, bu yüzden sanırım bu duygularla gelen birşey iyi olacaktır. Gerçekten sevdiğim bir şeyin tanıtımını yapmak çok güzel.
TeenHollywood: Ve aşk sahneleri…?
Emilie: Ah, evet. Ben ve Zeus
TeenHollywood: Etrafta çığlık atan ve bayılan bayan hayranlar olmalı.
Emilie: Gerçekten, bayılanlar var mı? O zaman filmi izlemeye gelirken sakinleştirici almalılar. Bu inanılmaz. Daha önce de dediğim gibi bizimle ilgili olan herşey, birbirimizle uyumumuz, film üzerine çalışmalarımız ve ulaştığımız rahatlık seviyesi her şekilde çok doğal ve sakindi.
Ama, ayrıca yönetmenimiz Allen (Coulter) herşeyi o kadar bir arada ve sakin bir şekilde tuttu ki, her zaman rahat hissettik. O filmde harika bir iş çıkardı, ama ayrıca insanlarla ilişkilerinde de, onlarla konuşmasında ve herkesin neler olduğunu anlamasında inanılmaz bir iş çıkardı. Senaryodaki bir sahne hakkında konuşmak istediğimizde, hiçbir zaman “Oh, bunun için zaman yok” demedi, hep zaman yarattı ve bizimle ilgilendi.
TeenHollywood: Bu filmde hem sen, hem de Rob şiddet unsurları ile uğraşıyorsunuz. Projeye gelirsek, bu rolün sende bıraktığı kalıcı etki şiddet mi?
Emilie: Pekala, Ally’nin hayata bakışı sadece hayattan korkmamak ve senin başına ne gelirse gelsin bu geçmişi değiştiremez. Geçmişi unutma, ama geçmişte yaşama. Ve bence o bu düşünceyi Tyler aracılığı ile daha da iyi kavrıyor. Bence zaten her günü dolu dolu yaşama isteği vardı ve hayatın kıymetini biliyordu. Ve Tyler ile bir adım geri atıyor, farkediyor ve çevresindeki insanları seviyor.
Sanırım bu benim üzerimde bir etki bıraktı. Hayat günümüzde çok hızlı akıyor, ben pek çoğumuzun şöyle bir saniye için durup, sadece çevremizdeki insanların, sevdiklerimizin ve hayatın kıymetini bilmeyi unuttuğumuzu düşünüyorum.
Alıntı

Beni Hatırla Basın Konferansı: New York’ta Film Çekmek Nasıl Bir Şeydi?

Soru: Bu film çok derin. Filmin çekildiği mekanlar büyüleyici ve tam New York. New York Üniversitesinde Queens’te film çekmek nasıl bir şeydi?
Pattinson: Güzeldi. Açıkçası New York Üniversitesinde çalışmak harikaydı, orada film çekmek mükemmel. O barı (Queens) beğendim, çekimlere başlamadan önce bir kaç kez oraya gitmiştim. Araştırma amaçlı değil [güler] Oh evet, bir kaç bara gittim. [güler]
Soru: Yani bu senin New York araştırmanın sonucu mu?
Pattinson: [güler] Hayır, demek istediğim güzel bir yerdi. Gezmeye pek fırsatım olmadı, o sıralar dışarıya çıkmak ve birşeyler yapmak zordu. O zamandan sonra New York’ta daha fazla dolaştım. New York’ta başıma gelen ve senaryoya eklediğimiz komik küçük olaylar oldu. Mesela bir arkadaşımla beraber filmin başındaki kavga sahnesini yaşadık. Senaryodaki değişikliği yapmadan bir gün önceydi, olayın aynısını yaşadık. Alphabet mahallesinin alt kısımlarındaydık, ve bu adam arabadan minik bir beyzbol sopası ile atladı ve arkadaşımın yüzüne vurdu. Olayın tamamı resmen bir gün önce başımıza geldi. Ve hepsi aynen filme kondu. [güler] Can sıkıcı bir şekilde filmde gösterdiğim tepkiyi göstermedim. [güler]
Soru: Kaçtın mı?
Pattinson: [güler] İş işten geçene kadar ne olduğunu görmedim. [güler] Polis bana neler olduğunu sorana kadar anlayamadım, etraftaki herkesten ifade istediler. Polis bana baktı ve şöyle oldu; ”oh, tamam ifade vermek zorunda değilsin”, Alacakaranlık yüzünden böyle dedi. Ben de şöyle oldum, ”hayır, ben de ifade vermek istiyorum!” [güler] “Ben de bir şahit olmak istiyorum!”

7 Mart 2010 Pazar

Beni Hatırla Basın Konferansı: Seni Ne Mutlu Eder?


Soru: Seni ne mutlu eder?
Pattinson: Bilmiyorum. Tuhaf küçük şeyler. Film boyunca ortaya koymaya çalıştığım hislere benziyor, küçük eğlenceli şeyler olduğunda, sadece Ally ile tanışmak değil, tüm olaylar bir araya geliyor ve sonra sanki sana sol taraftan vuruyorlar, ve sen de “oh evet, mutluyum.” diyorsun. (güler)

Beni Hatırla Basın Konferansı: İnsanlar Bu Filmi İzlediklerinde Ne Öğrenecekler?

Soru: Her iki karakter de gerçekten hayatı kucaklıyor görünüyor, ve ben izleyicilerin bu filmden bu fikirler ayrılacağını düşünüyorum. Sen filmde sevginin veriliş şekli ile ilgili ne düşünüyorsun? İnsanlar bu filmi izlediklerinde ne öğrenecekler?
Pattinson: Benim her zaman hoşuma giden şeylerden biri Tyler’in biri ile tanıştığında onun ile ilgili her ne hissederse hissetsin, bunun bir bitiş çizgisi olduğunu düşünmüyor olması ve “bundan sonra da iyi olacaksın” demesi. Ally ve Tyler arasındaki ilişkide bu anlayışının olduğunu düşünüyorum. Bu filmde eğer kendinizi mutlu hissettiğiniz tek bir mutluluk anınız dahi olsa, o mutluluk sadece bir dakika bile sürse, bir şekilde iyi hissettiğiniz o an gösteriliyor. Bu herşeye değer. Bence günümüzde insanların bunları uygulaması lazım, çünkü herkes her zaman mutlu olması gerektiğini düşünüyor. Terapilere gidiyorlar, anti-depresan ilaçlar alıyorlar ve tüm bunlarla uğraşıyorlar. Eğer her zaman mutlu hissederseniz, gerçekte ne zaman mutlu olduğunuzu bilmeniz çok zor olur.

Bel Ami 'den Yeni Resimler

İşte ' Bel Ami' oyuncusu Robert Pattinson ve karakterimiz Georges Duroy


5 Mart 2010 Cuma

Ashley Greene & Jackson Rathbone


Beni Hatırla Basın Konferansı: Filmde En Sevdiğin Sahne Hangisiydi?

Soru: Filmde en sevdiğin sahne hangisiydi?
Pattinson: Tyler’ın küçük kız kardeşinin belalıları ile yüzleştiği sahneyi sevdim. Sanırım esasen kendimi sert çocuk olarak görmeyi düşlediğim için. Aslında bu sahne daha uzundu ama kestikleri, veya kullanmadıkları bölümler var. Kardeşimi rahat bırakmayan küçük kızın sırasını ittiğimde, ilk çekimde çok sert itmişim ve kız yere, sıra da onun üstüne düştü. Kız bunun ardından çok korktu ve bu sahnede resmen psikopat gibi göründüm. [güler] Sonra o sahneyi çıkarmak zorunda kaldılar, çünkü bu sahne olursa ”Kaba kuvvet kullanmak ve yıkıcılıktan değil, çocuk istismarından hapse girerdin” oldular. [güler] Bu hikayeyi gerçekten değiştirirdi. Çok komikti.

4 Mart 2010 Perşembe

Rob ve Heykeli

Robert Pattinson 'un ünlü Londra Madame Tussauds Wax Museum'da bir heykeli var.

Jimmy Fallon Show’dan Kare

Robert’in 1 Mart tarihinde konuk olduğu Jimmy Fallon gece şovunda çekilen stüdyo fotoğrafları...
Alıntı

Beni Hatırla Basın Konferansı: Seni Tyler’a Çeken Onun Asi Karakteri miydi?


Soru: Tyler asi bir karakter, özellikle babasına karşı. Seni çeken fikir bu muydu?
Pattinson: Yani, benim ilgimi çeken şeyin sadece bu asilik olup olmadığını bilmiyorum. Tyler’ın gerçekte neye karşı baş kaldırdığını bilmiyor görünmesini sevdim. Babası nasıl olursa olsun, çevresindeki insanlar nasıl olursa olsun yine de baş kaldıracakmış gibi görünüyor. İlginç bir şey vardı, onun herkese karşı savaşmamasını, savaşmak için sadece babasını seçmiş olmasını sevdim. Ailenin oldukça dağılmış olduğunu düşünüyorum ve o tüm öfkesini babasından çıkarıyor, çünkü babası bunu kaldırabilecek tek insan. Demek istediğim annesine de aynı şekilde davransa, büyük ihtimalle annesi ya kendini öldürecek veya buna benzer birşey yapacak. O bunları kaldıramayacak kadar yaralı. Bu bildiğimiz türden bir asilik değil. Geliyor ve zaman içinde yerine oturuyor, ben onun bir şekilde yanılmasa içinde olduğunu düşünüyorum. Aslında başkaldırdığı kişinin kendisi olduğu kanısındayım.

Beni Hatırla Galası


Robert Pattinson ve Emilie de Ravin Remember Me filminin galasında bir araya geldi.
New York'taki Rockefeller Center'da yapılan 'Remember Me' galasına Pattinson'ın Twilight'taki rol arkadaşı Kristen Stewart ve daha birçok ünlü geldi. American Beauty filminin yıldızı Wes Bentley de oyuncu dostlarına destek vermek için oradaydı.
Allen Coulter'ın yönettiği ve kadrosunda Pierce Brosnan'ı da ağırlayan 'Remember Me' ülkemizde 30 Nisan'da gösterime girecek.