30 Ekim 2012 Salı

'Dior' Erkek Parfümünün Tanıtım Yüzü Rob


Rob 'Dior' Erkek Parfümünün Tanıtım Yüzü Olacak! 

E! News'in açıklamalarına göre Alacakaranlık'ın yıldızı Robert Pattinson, Fransız moda markası Christian Dior'un yeni erkek parfümünün yüzü olarak büyük bir kampanya serisini kapsayan bir a
nlaşmaya imza attı. Kaynağın verdiği bilgiye göre "Robert, parfümün kokusunu beğenmiş," ve yapılan bu 3 yıllık anlaşma yaklaşık 12 milyon a mal olmuş.
Daha önce Dior'un parfüm yüzü olan diğer ünlülerin arasında Jude Law, Charlize Theron ve Natalie Portman da bulunuyor. 
Robert, Dior'un tasarımlarına çok yabancı biri değil zaten, daha önce kırmızı halıda birkaç kez Dior imzası taşıyan smokinlerle arz-ı endam etti. Geçtiğimiz aylarda katıldığı Cannes Film Festivali'ndeki 'On the Road' ve 'Cosmopolis'in Toronto prömiyerinde giydiği takım elbiseler de keza yine Dior tasarımıydı.

Ciak (İtalya) Dergisi Röportajı





Ciak (İtalya) Dergisi Röportajı (Ekim 2012) 

-Yeni Bella neye benziyor?

Bella, ilk filmde nasıl olacağını tahmin ettiğim gibi. Her seferinde diğerlerinin tehlikelerle yüzleşmesini oturup izlemekten yoruldum. Motosiklete binmeme bile müsaa
de yoktu. Şimdiki Bella güçlü, cesur ve kendine güveniyor. Belki izleyicilerin kendilerini yeni Bella’da bulmaları biraz daha zor olacak ama bu benim için daha eğlenceliydi. Her anlamda inanılmaz bir deneyimdi.

-Hiç eski röportajlarını yeniden okuduğun oluyor mu? Okuyorsan eğer ne düşünüyorsun?

Büyük ihtimalle çok konuştuğumuzu. Hepimiz çok konuşuyorduk.

-Bella’ya elveda demek senin için zor olacak mı?

Artık tüm bu stres bittiğinden aramızda farklı bir ilişki var. Ne ben ona aitim, ne de o bana. Aslında oynadığım hiçbir karaktere gerçekten ‘elveda’ demiyorum. Onlardan bir parça hep benim içimdedir. İnanıyorum ki şimdiye kadar oynadığım tüm filmlerden –en eskisinden bile- bir sahneyi yeniden çekmem gerekse hiç zorlanmazdım. Tabii ki Bella’yla olan ilişkim daha uzun ve karmaşıktı. Çünkü hiçbir karakterle beş yılın üzerinde çalışmadım.

-Daima Alacakaranlık’taki ‘o kız’ olarak anılacağını düşündüğün oluyor mu?

Bilmiyorum ama çok çalışıyorum. Bu yıl çıkan iki filmim daha var. Pamuk Prenses açıkça Marylou’ya göre Bella’ya daha çok benzese de kesinlikle bu karakterler arasında karşılaştırma yapmak istemem. Hepsinin ayrı bir kimliği var; hiçbir zaman aynı kimliklere sahip olmuyorlar.

-Bella’nın geçirdiği evrimle profesyonel anlamda geçirdiğin kendi evrimini karşılaştırabilir misin?

Bella genellikle kendi yaş grubundaki insanların almadığı kararları almak zorunda kaldı ve ben de 12 yaşımda oyunculuğu seçerek aynı şeyi yaşadım. Akranlarımın uğraştığı arkadaş ve okul çevresinden daha fazla insanla uğraştım. Bella’yı oynamak video oyunu oynamak gibi bir şeydi; hedefe ulaşabilmek için bazen engelleri aşmak, bazen saldırmak ve kendinizi korumak zorundasınız. Bu bir yolculuktu.

-Edward’ın Bella’yı koruduğu gibi sen de kendi kariyerinde sana rehberlik edecek birinin olmasını ister miydin?

Ben zaten buna sahibim ve bu sadece bir kişi değil ailem de dahil birkaç kişiden oluşuyor. Bu iş tam bir grup işi olduğundan tüm övgüleri sadece kendi üstüme almak hiç de adil olmaz.

-İlk filmden beri sende ne gibi değişikler oldu?

İki cm uzamışım. En son boyumu ölçtüğümde fark ettim.

Gold Stars Dergisi Röportajı


Robert, Kristen ve Stephenie Meyer'ın Gold Stars Dergisi Röportajı (Ekim 2012)

Alacakaranlık'ın sona eriyor olması nasıl hissettiriyor?

Kristen Stewart: Oldukça garip. Neredeyse bir daha hiç görüşemeyeceğimiz pek çok insan var, sanki lise
den mezun olmak gibi. Bu macera çok güzeldi ama bizi yenilikler bekliyor, muhtemelen daha büyük yenilikler. 

Stephenie Meyer: Sadece fanların ilk dört filmi sevdikleri gibi serinin sonunu da seveceklerini umut ediyorum. Ben kişisel olarak en çok Bella'nın vampir olarak nasıl görüneceğini merak ediyorum. Çünkü Kristen harikaydı ve sahneler çok hoştu.

KS: Ben de bunun için sabırsızlanıyorum. Alacakaranlık'ın vampirleri gerçekten sıradışılar. Dönüşüm geçirdikten sonra daha da yükseliyoruz, insan olarak zaten belirli yeteneklerimiz var ve dönüştükten sonra bunlar kendini göstermeye başlıyor. 

Robert Pattinson: Ben gerçekten mutluyum, bittiği için değil ama sona yaklaştığımız için. İlk filmi çektiğimiz zamanı hatırlıyorum; herkes filmin başarısız olacağını ve devam filmlerini çekemeyeceğimizi düşünüp stres yapıyordu. Fakat filmin popülaritesi arttı ve hayranların seriye olan ilgisi hiç bir zaman azalmadı, dört filmin ardından bile. Çok sıradışı bir deneyim yaşadık ve bu deneyimin bir parçası olduğum için çok mutluyum.

En çok neyi özleyeceksiniz?

KS: Muhtemelen fanları, aşırı tutkulular ve bunca yıl boyunca desteklerini hiç eksiltmediler. Toplum tarafından bu kadar coşkuyla benimsenen sadece birkaç film var. Böyle bir fenomeni yaşamak muhteşem bir duygu.

Seri boyunca en çok sevdiğiniz şey neydi?

SM: Kristen, Rob, Taylor ve Mackenzie ve diğer bütün oyuncuların karakterlerime hayat vermesi.

KS: Karakterim Bella'yı ve yaşadığı süreci çok seviyorum. Serideki en cool kız o.

Edward ve Bella'nın ilişkisi son filmde köklü bir değişim geçirdi, bu konuda siz ne düşünüyorsunuz?

RP: Edward en başından beri Bella'nın davranışları karşısında hep hayrete düşüyor! Şimdi Bella vampir oldu diye daha da mı şaşırması lazım? Hiç sanmıyorum. Aralarındaki en büyük değişim artık ikisinin de eşit olması, sürekli onu korumaya çalışması gerekmeyecek çünkü Bella artık ölümsüz biri. Tabii bir de bu işin diğer yanı var; Bella bir yenidoğan ve eğer kendini kontrol edemezse insanları öldürebilir. Edward'ın ona yardım etmesi, kendi gibi bir vampir nasıl olmalı öğretmesi lazım. Bir çift olarak artık çok daha yakınlar çünkü sonsuza kadar beraber olacaklarını biliyorlar... Yani, tabii eğer Volturi buna izin verirse.

KS: Bella ve Edward artık gerçek bir çifti. Bella'nın dönüşümü ilişkilerini daha da özel kılıyor, hatta evlilikten bile özel. Ve Renesmee'nin varlığı bu ilişkiyi daha da kuvvetlendiriyor. Artık ebeveynler ve kızları çok çabuk büyüyor, onlar da görevlerini çabucak yerine getirmek zorundalar. 

SM: Edward ve Bella kızlarını çok seviyor ama diğerleri bu konuda temkinliler. Bu yaklaşım onların Renesmee'ye bakışını da etkiliyor. O melek yüzün ardında gizli bir canavar mı yarattılar?

Jay Leno Tonight Show Konuğu Kris


Kristen, 5 Kasım 2012'de Jay Leno Tonight Show'da olacak Türkiye için 8 Kasım'da türkçe altyazılı olarak CNC-E kanalında ve E2 kanalında yayınlanıyor.

"Hold On To Me" Filmi


'Hold On To Me'nin Uluslararası Dağıtım Hakları FilmNation'a Satıldı.

FilmNation, Oscar ödüllü yönetmen James Marsh'ın (Man on Wire), başrolünü Oscar adaylığı bulunan Carey Muligan ve Robert Pattinson'ın paylaşacağı yeni filmi 'Hold On To M
e'nin uluslararası dağıtım haklarını satın aldı. Gerçek bir olaydan uyarlanan, işveli bir kadının şimdilerde zengin olan eski sevgilisini kaçırma planlarını konu eden 'Hold On To Me'nin senaryosu Brand Ingelsby tarafından yazıldı.

Mulligan, filmde New York'a gidip modellik yapmak isteyen ve bunun için erkek arkadaşı Jimmy'den (Robert Pattinson) ayrılıp onun kalbini kıran küçük bir kasaba kızıdır. New York'ta beklediğini bulamayan Nancy, 26 yaşında yuvasına geri dönüp kasabadaki yerel restorantlardan birinde garsonluk yapmaya başlar. Fakat sonra Jimmy'nin, Chicago'da başarılı ve zengin bir mafya adamı olduğunu öğrenir. Onun ilgisini tekrar üzerine çekmek isteyen Nancy, Jimmy'nin peşine takılır ama sadece geri çevrilmekle kalır. İçinde büyüyen ve kıskançlıkla beslenen servet açlığı onun Danny'yi bulmasını sağlar. Danny saf biridir ve Nancy onu baştan çıkararak, kendi sonunu hazırlayacağı suç dünyasının içine çeker. Başarı çabuk elde edilir ama çabuk bir şekilde geride hiçbir şey bırakmadan yok olur ve kimse Nancy'nin saf, tehlikeli ve ölümcül tutkusunun karşısında duramaz.

Yapımcılar satış hakkında; "Glen Basner ve ekibi bu işin içindeki en iyi adamlar. FilmNation'la birleşerek bu garip, kurgudan çok gerçek bir hikayeyi yansıtan filmi hayata geçireceğiz," diyor.

Filmin uluslararası satışları önümüzdeki ay Amerika Film Market'te (AFM) yapılacak.

FilmNation'dan Glen Basner; "'Hold On To Me' ilgi çekici, seksi ve günümüzün 'Bonnie and Clyde'ı gibi bir hikaye ve filmi AFM'de alıcılarla buluşturacağımız için çok heyecanlıyız. Carey Mulligan, cezbedici bir kadın karakteri canlandıracağı bu hikayeyle sinema tarihine kazınacak."

Balenciaga "Florabotanica" Tanıtımları




20 Ekim 2012 Cumartesi

Yeni Film Projesi: Hold On to Me



Robert Pattinson ve Carey Mulligan Aynı Filmde! 


İkili James Marsh'ın yöneteceği projeye imzalarını attı...


Teldeki Adam (Man on Wire) filminin yönetmeni James Marsh'ın yönetmenliğinde çekilecek olan ve yaşanmış gerçek bir olaydan uyarlanacak suç draması Hold On to Me isimli proje için Robert Pattinson ve Carey Mulligan'la imzalar atıldı.


Film, genç bir çiftin yaşadıkları bölgenin en zengin adamını kaçırıp fidye istemeleri üzerine kurulu olacak. Adamı canlı olarak gömmeye karar verdiklerinde ise planları yavaş yavaş çökmeye başlayacaktır. Filmin senaryosu ise Brad Ingelsby tarafından kaleme alındı.

Henüz çekim takvimi açıklanmayan projenin vizyon tarihi de belli değil.


Beyazperde

*Filmin adı daha önce 'Nancy and Danny' olarak açıklanmıştı.


Yönetmenliğini James Marsh‘ın yapacağı “Hold On To Me” adlı filmin başrol oyuncuları Robert Pattinson ve Carey Mulligan olarak belirlendi. Yapımcılığını Todd Field ile Steven Rales‘in üstlendiği film gerçek bir olaydan uyarlanan bir suç gerilimi olacak.


Merkezine genç bir kadın ile erkek arkadaşını alan filmde, genç adam fidyeyi güvence altına almak umuduyla zengin birini kaçırarak canlı canlı gömecek. Olayın gerçek bir öyküden uyarlanacağı söylense de ne kadarlık bir kısmının esinlenme olacağını kestirmek ise zor görünüyor. Fakat anlatılan olayların kurgusu büyük bir kutunun içerisinde gömülerek ailesinden $4.6 milyon fidye istenen New York’lu zengin bir ailenin üyesi Samuel Bronfman’ın öyküsünü hatırlatıyor.


Filme yeni katılan isimlerden Robert Pattinson son dönemin popüler isimlerinden biri. The Twilight serisi ile tanınan genç oyuncu en son “Cosmopolis” filminde başrolde yer almıştı. En son “Drive” ve “Shame” gibi iki önemli filmde rol alan Carey Mulligan’ın ise şu sıralar “Inside Llewyn Davis” üzerinde çalışıyor.

19 Ekim 2012 Cuma

Temmuz 2012 Fotoğraf Çekimi









Los Angeles / Los Feliz


- 17 Ekim 2012

'Elle Women in Hollywood'



Robert 'Elle Women in Hollywood' Gecesinden (15 Ekim)

Yaptığı konuşmadan notlar;

Sahneye çıktıktan sonra "Bu akşam okumayı öğreniyorum," diyor gergin görünen Pattinson. "Dehşete düştüğümü söyleyebilirim."


Gülüyor ve diğer sunum yapan ve ödül alan kişileri takip etmenin "çok sinir bozucu," olduğunu söylüyor. "Komiklerdi de... ve aynı zamanda çok akıllı."

Pattinson Thurman ile birlikte Bel Ami'de çalışmış olmayı "çok çılgın bir deneyim," olarak tanımlıyor. Thurman'ın karakteri için "fazla akıllı, fazla çekici, zarif ve yatakta benden iyi biri" diyor ve gülerek ekliyor, "ve taktir edersiniz ki böyle bir oyuncu bulmak oldukça zordur."

Thurman sete giriş anını "yardımcı yönetmenlerin ödü koptu ve tabii benim de biraz," diye anlatıyor kahkaha atarak.

Thurman ise sahneye çıktığında "Rob sen tam bir beyefendisin hem ekranda hem gerçek hayatta." diyor çoşkulu bir şekilde.

Patinson gece için düzenlenen kırmızı halıyı törenini atlayarak direk Beverly Hills'deki Four Seasons otelde düzenlenen törene katıldı.

Tweetler
@marcmalkin Rob Pattinson, Uma Thurman'ın yanında oturuyor ve Elle Fanning'le sohbet ediyor.

@ELLEmagazine "Neden herkes konuşmasında bu kadar komik olmak zorunda?" --Robert Pattinson, Uma Thurman'a ödülünü sunuyor #ellewih

@ELLEmagazine "Pardon, sürekli alkışlamaya devam edin." --Robert Pattinson #ellewih 

@ELLEmagazine "Ah Tanrım ne olur bir daha bana ödül sundurmayın."--Robert

Rob ve Kris



Los Angeles - 14 Ekim 2012

Breaking Dawn Part 2 Yeni Fotoğrafları


Breaking Dawn Part 2 Ürünleri


Breaking Dawn Part 2 ürünleri




Esme Adası t-shirtü

11 Ekim 2012 Perşembe

Rob'dan Alacakaranlık Deneyimleri





Merhaba Rob! Alacakaranlık deneyiminden neler öğrendin?


Bir şeylere doğru açıdan bakmayı öğrendim; mesela bir aktörün etrafında dönen şamatanın fani olduğunu. Bir gün tapılırken ertesi gün nefret edilen kişi olabildiğinizi. Şimdilik Alacakaranlık'ın etrafındaki bu çılgınlık hala devam ediyor ama ben eskisi kadar tecrübesiz değilim. Birkaç ay sonra son film de vizyona girdiğinde insanlar bunu aşmış olacak. Bizim yerimizi alacak kişiler zaten mevcut. Bunun için üşündüğüm isimler de Açlık Oyunları oyuncuları.


Sonuç olarak Edward'ı canlandırdığın için memnunsun, değil mi?


Evet, o benim bir uzantım, sanki yakın bir arkadaşım gibi. Bana kendim hakkında pek çok şey öğretti, bunun için minnettarım. Büyümemi sağladı. Eğer Stephenie Meyer yarın Alacakaranlık'ın devamını yazsa oturup memnuniyetle okurum. Ama insanların tekrar o rol için beni düşüneceklerini sanmıyorum. Edward'ı yeniden canlandırmak için yaş olarak büyük kaçacağım.


Bu başarıyı elde etmeden önceki yaşamın nasıldı?


Oynamak için rol bulmakta zorlanıyordum. Üç yıl boyunca günlük 40$ veren küçük yapımlar dışında neredeyse hiç bir iş bulamadım. Aramızda kalsın neredeyse bu işi yapmaktan vazgeçecektim, ama sonra Edward'ı rolü için teklif geldi, inanamadım.


Kendini vampir olarak görememiş miydin?


Başka şansım yoktu, tam bir züğürttüm. Kimse benim başaracağıma inanmıyordu, Catherine Hardwicke hariç. Zaten yapımcıları zorlayanda oydu. Yani bir açıdan bu rol normal yaşantımda, günlük hayatımda kendimi geliştirmemi sağladı. Fakat diğer yandan en önemsediğim şeyimi elimden aldı; özgürlüğümü. Kimileri bunun şöhretin bedeli olduğunu söylüyor. Fakat üzgünüm onlara katılmıyorum çünkü bu ödenmesi çok yüksek bir bedel.


Yani çekimlerin bitmiş olmasına 'özgürlük' olarak bakıyorsun?


Garip bir duygu aslında aynı anda büyük bir 'ohh' çekip rahatlarken diğer yandan üzgün hissediyorum. Şimdilik bildiğim bir şey var o da başarıya ulaştığım. Peki, bu sonsuza kadar devam edecek mi? Hiçbir fikrim yok fakat yarın öbür gün başarısız filmlere imza atacak olursam oturup bunun için ağlamam.


Geçmişe, ergenlik yıllarına dönelim. Yeni okul yılına başlamadan önce nasıl bir ruh halinde olurdun onu merak ediyorum...


Eğer sınıf birincisi birinin konuşması hakkında bir şeyler duymak istiyorsanız yanlış adrestesiniz, çünkü ben öyle biri değildim. Fakat kötü bir öğrenci de değildim. 15 yaşındayken disiplinli, öğretilenleri kavrayan, sınıfta derslerine kulak veren biriydim, ta ki kitap okumaya başlayana kadar. Kitap okuyarak okulda öğretilenlerden daha çok şey öğrendim. Dolaylı şekillerde bile olsa genç insanları kitap okumaya teşvik ettiğim için oldukça memnunum. Aynı şekilde Alacakaranlık da büyüleyici bir aşk hikayesiyle bütün genç jenerasyona okumayı sevdirdi.


Gelelim 10 puanlık soruya! Diyelim ki baba olacaksın kız çocuğun mu yoksa erkek çocuğun mu olsun isterdin?


Sanırım erkek çocuğunu daha iyi anlayacağımı düşünüyorum. Kızları anlamak zordur. 800 sayfalık Çince yazılmış bir kullanma kılavuzuyla doğuyorlar sanki! Nasıl okunacağını biliyor olsanız bile hala en önemli sayfaları eksik okuduğunuz fark edersiniz ve doğaçlama yaparsınız. Fakat erkek çocuklarıyla her şey daha kolay. Spor, televizyon, bir video oyunu, bir büyük kase atıştırmalık, biraz içecek ve onu mutlu edersiniz (gülüyor)!

Yeni 2 Fotoğraf


Rob New York'da


Rob New York'da - 5 Ekim 2012

Bir fanın isteği üzerine elektrikli matkapla masaya imzasını atıyor.

Robert bağımsız filmlerin ABD dağıtımcılığını (On the Road) yapan IFC şirketinin New York Film Festivali'ne katılan filmlerini kutlamak ama
çlı verdiği yemeğe katıldı. Film blogları ve medya mensuplarının Twitter'dan verdikleri bilgiye göre Robert geceye yakın arkadaşı Tom Sturridge ile birlikte gitti. Yemekte bulunan isimler arasında Robert'ın yanı sıra İran'lı ünlü yönetmen Abbas Kiarostami ve senarist/yönetmen Olivier Assayas'da vardı.

Danny Morgan 'Yolda' ve Kristen Hakkında


Danny Morgan 'Yolda' ve Kristen Hakkında Konuşuyor.

'Yolda'nın yönetmeni Walter Salles çekimlerden çok önce tüm kadroyu bir araya getirdi. Danny Morgan, "Filmin çekimleri başlayana kadar hepimiz sürekli birlikte takılıyorduk zaten. Bu duru
m film çekimleri ve karakterlerin kitapta yaşadıkları hayat arasında bir paralellik varmış gibi hissettirdi," diyor.

"Hepimiz bu macerada beraberdik. Çok eğlendik ama karakterlerimiz kadar kendimizi kaybettiğimizi sanmıyorum."

Ancak Morgan, Stewart ve (Viggo) Mortensen'i tanımanın biraz zaman aldığını itiraf ediyor. "Soğuk falan davrandıkları için değil sadece ben büyülenmiştim. Ama sonra hep beraber bara gittiğimizde Kristen da bizimle gelmeye başladı. Yanında bir koruma olması gerekirdi ama insanlar normal davranıyordu."

Fakat Stewart'ın hayatını çevreleyen histeri daha sonra, ekip Meksika, Arjantin ve ABD arasında yolculuk yaparken ortaya çıktı.

"Havaalanlarında 'Kristen' diye bağıran ve çılgına dönen yüzlerce insan vardı. Bu zor olmalı. Kesinlikle bu duruma özenmiyorum. Böylesine genç bir yaşta bu durumla ne kadar iyi baş ettiğini görünce çok etkilendim."

5 Ekim 2012 Cuma

Part 2 Soundtrack Listesi



Part 2 Soundtrack listesi:
1. Where I Come From — Passion Pit
2. Bittersweet — Ellie Goulding
3. The Forgotten — Green Day
4. Fire In The Water — Feist
5. Everything And Nothing — The Boom Circuits

6. The Antidote — St. Vincent
7. Speak Up — POP ETC
8. Heart of Stone — Iko
9. Cover Your Tracks — A Boy and His Kite
10. Ghosts — James Vincent McMorrow
11. All I’ve Ever Needed — Paul McDonald & Nikki Reed
12. New For You — Reeve Carney
13. A Thousand Years (Part Two) – Christina Perri
14. Plus Que Ma Prope Vie — Carter Burwell

4 Ekim 2012 Perşembe

Jacob, Renesmee'ye Mühürlenir.




Breaking Dawn Part 2 - Bella, Jacob'un Renesmee'ye Mühürlendiğini Öğrenir .

"Bugün için yeterince alıştırma yapmadık mı?" Jacob sordu, sesi stresle haifçe yükselmişti. "Tamam, Bella çok iyi, ama hadi bunu daha fazla zorlamayalım."
Ona gerçek sinirle baktım. Jasper kolay olmadan yanıma geldi. O kadar yakın ve kalabalıktık ki her küçük hareket çok büyük gözüküyordu.
"Senin sorunun ne Jacob?" Haifçe Renesmee'yi tutuşunu çektim, ve o yalnızca daha yakınıma geldi. Bana doğru kendini bastırıp Renesmee ikimizinde göğsüne dokunuyordu.
Edward ona tısladı. "Yalnızca anlamış olmam, seni dışarı atmayacağım anlamına gelmez, Jacob. Bella olağanüstü şekilde iyi gidiyor. Bu onı onun için mahvetme."
"Seni fırlatmasına yardım edeceğim, köpek," Rosalie söz verdi, sesi yakıcıydı. " Sana iyi bir tekme borçluyum." Açıkça, bu ilişkide daha kötüye gitmesinden başka bir şans yoktu.
Jacob'un tedirgin yarı-kızgın ifadesine dik dik baktım. Gözleri Renesmee'nin yüzüne kilitlenmişti. Herkezin birbirine yaklaşmasından dolayı, şu anda en az altı değişik vampire dokunuyor olmalıydı ama bu onu rahatsız bile ediyor gübü gözükmüyordu.
Gerçekten tüm bunları beni kendimden korumak için mi yapıyordu? Değişimim sırasında ne olmuş olabilirdi-- gerekliliğine karşı onu bu kadar çok yümüşatan?
Onun kızıma bakışını izleyerek hepsini birleştirdim. Ona sanki... güneşi ilk kez gören kör bir adam gibi bakışını.
"Hayır!" soluğum kesildi.
Jasper'in dişleri kenetlendi ve Edward'ın kolları göğsümü sardı. Aynı anda Jacob Renesmee'yi kollarımdan aldı ve ben ona tutunmaya çalışmadım. Çünkü geldiğini hissedebiliyordum-- ısırmanın.Bun hepsinin bekliyor olduğu şeydi.
"Rose," çok yavaşça dişlerimin arasından konuştum. "Renesmee'yi al."
Rosalie ellerini kaldırdı ve Jcob kızımı ona verdi. İkiside benden uzaklaştı.
"Edward, seni incitmek istemiyorum, o yüzden lütfen bırak beni."
Tereddüt etti.
"Git Renesmee'nin önünde dur," önerdim.
Düşündü, ve sonra beni bıraktı.
Av pozisyonunda eğildim ve Jacob'a doğru iki yavaş adım attım.
"Bunu yapmadın," ona hırladım.
Geriledi, avuçları yukarda benimle anlaşmaya çalışıyordu. "Bunun kontrol edebileceğim birşey olmadığını biliyorsun."
"Seni aptal mankafa! Nasıl yaparsın? Benim bebeğim.
Ona doğru yürürken yarı-koşarak geri geri merdivenlerden aşşağıya, kapıya doğru çekildi. "Bu benim fikrim değildi Bella!"
"Onu bunca zaman taşıdım ve sen şimdiden onun üzerinde bir takım gerizekalıca, kurtça hakların mı olduğunu düşünüyorsun? O benim!"
"Ben paylaşabilirim," dedi yalvarırcasına, çimenliklere doğru çekilirken.
"Bahisler başladı," Emmett'in arkamda konuştuğunu duydum. Beynimin küçük bir kısmı böyle bir durumda kimin bahis oynayabileceğini merak etti. Bunun üzerinde fazla dikkatimi harcamadım. Çok fazla öfkeliydim.
"Nasıl bebeğimi mühürlersin? Aklını mı kaybettin?"
"Bunu isteyerek yapmadım!" ağaçlara doğru gerileyerek ısrar etti.
Ve yalnız değildi. İki yanını da kuşatan iki iri kurt gözüktü. Leah bana doğru dişleriyle kapmaya çalıştı.
Korkutucu bir hırlama dişlerimden ona geri söküldü. Ses beni rahatsız etti ama ilerleyişimi durduracak kadar değil.
"Bella, yalnızca bir saniyeliğine beni dinlermisin? Lütfen?"Jacob yalvardı. "Leah geri çekil,"ekledi.
"Neden dinlemeliyim?" tısladım. Öfke beynime hakim oldu. Başke herşeyi bulutlandırdı.
"Çünkü bunu bana söyleyen kişi sendin. Hatırlıyormusun? Birbirimizin hayatlarına ait olduğumuzu söylemiştin, değil mi? Aile olduğumuzu. Bunun olmamız gerektiği gibi olduğunu. Yani... artık öyleyiz. Bu senin istediğin şeydi."
Vahşice baktım. Sözöleri belirsiz bir şekilde hatırladım. Ama yeni çabuk beynim onun saçmalıklarından bir adım öndeydi.
"Benim damadım olarak mı ailemin bir parçası olacğını düşündün?" çığlık attım. Benim çan sesim iki oktav atladı ve hala müzik gibi çıkıyordu.
Emmet kahkaha attı.
"Durdur onu Eward," Esme mırıldandı. "Eğer onu incitirse mutsuz olacak."
Ama ben arkamda bir uğraş hissetmedim.
"Hayır!" Jacob aynı zamanda ısrar ediyorsun. "Nasıl buna o yönden bakabilirsin? O yalnızca bir bebek!"
"İşte bu benim kastettiğim şey!" haykırdım.
"O şekilde düşünmediğimi biliyorsun! Eğer bu şekilde düşünseydim sence Edward bu kadar uzun yaşamama izin verir miydi? Benim tek istediğim şey onun güvende ve mutlu olması-- bu o kadar kötü mü? Senin istediğinden çok mu farklı?" Bana geri bağırıyordu.
Kelimelerin ötesinde ona bir hırlama şeklinde haykırdım.
"Bella şaşırtıcı değil mi?" Edward'ın mırıltısını duydum.
"Daha önce bir kere bile bu gırtlağı hiç yapmamıştı,"Carlisle onayladı, afallamış bir şekilde.
Emmet gönülsüzce "İyi bu seferkini sen kazandın." dedi.
"Ondan uzak duracaksın,"Jacob'a tısladım.
"Bunu yapamam."
"Dişlerimin arasından, Dene. Şimdi başla"
"Bu mümkün değil. Üç gün önce beni ne kadar etrafta istediğini hatırlıyor musun? Birbirimizden ayrı kalmanın ne kadar zor olduğunu? Bu artık senin için gitti değil mi?"
Ona dik dik baktım, ne demeye çalıştığından emin olmayarak.
"Bu oydu,"dedi bana. "Başlangıçtan beri. Hataa o zaman bile beraber olmak zorundaydık."
Hatırladım ve sonra anladım; küçük bir tarafım bu deliliğin açıklanmasıyla rahatladım. Ama bu rahatlama bir şekilde beni daha da sinirlendirdi. Buun benim için yeterli mi olduğunu bekliyordu? Bu küçük açıklamanın olayı benim için tamam haline getireceğini?
"Hala yapabiliyorken kaç," tehtit ettim.
"Hadi Bells! Nessie de benden hoşlanıyor," ısrar etti.
Dondum. Nefes alış verişim dondu. Arkamdan bir takım, diğerlerinin endişeli tepkilerinin sesini duydum.
"Ona... ne dedin sen?"
Jacob, çekingen davranmaya çalışarak daha da uzağa bir adım geri gitti. "Şey," ağzında geveledi, "Senin ona koyduğun isim biraz çok uzun ve söylenmesi zordu ve--"
"Benim kızıma Loch Ness Canavarı'nın mı adını lakap taktın?" keskin bir çığlık attım.
Ve sonra boğazına doğru saldırdım...

1 Ekim 2012 Pazartesi

Soundtrack Albüm



Şafak Vakti Part 2 Soundtrack albümü 12 Kasımda satışa çıkacak.
(Dünya galasıyla aynı gün)

Kris:"Rob İnanılmaz Derecede Hırslı"


Yeni bir röportajdan ufak bir tanıtım. Röportaj bir film dergisinde yer alacak.

Seri başladığından bu yana Robert hangi konularda değişime uğradı?

Kristen: Rob inanılmaz hırslı biri. İçindeki dürtüyü görüyorum ve bu daha yeni başlayan bir
şey, özellikle de seri sona eriyorken. Ama bence bu bir değişim değil, içten gelen ve gelişen bir şey.

Robert Kristen hakkında konuşuyor:

Alacakaranlık filminin çekimlerinin ilk günündeki sana ne gibi bir tavsiye verirdin?

Robert: İlk sahnede koşup Kristen'ı yerden kaldırmam gerekiyordu ve daha ilk tekrarda neredeyse kalça kasımı yırtıyordum çünkü yanlış bir şekilde eğilmiştim. Bu yüzden kendime şunu derdim: 'Yere çok fazla eğilme'.

Kristen seni 'inanılmaz derecede hırslı' diye tanımlıyor. Bu doğru mu?

Robert: Yani aslında öyle olmak istiyorum... Kristen ve benim aramdaki fark, o bütün gün çalıştıktan sonra 'Yapabileceğimin kesinlikle en iyisini yaptım. Bundan memnunum.' diyebilen biri. Oysaki benim hiç öyle dediğim bir günüm olmadı. Her zaman eve kızgın bir şekilde döner ve ertesi gün bunu düzelteceğim derim. Yani bu durumda kim daha büyük bir egoya sahip bilmiyorum. Çıkardığı işin iyi olduğunu düşündüğü için onun egosu mu büyük yoksa çok harika olduğumu düşündüğümden yaptığımın hiçbir zaman yeterli olmayacağını inandığım için benimki mi?

Cosmogirl Ekim Sayısı



Cosmogirl dergisinin Ekim sayısında özel Twilight poster eki var!!
Toplam 23 Twilight posteri.
Kaçırmayın bence.

Kris Balenciaga Partsinde


27 Eylül Balenciaga partisinden Kristen Stewart.

B.D.part 2 Haberi


''Breaking Dawn Part 2'' Los Angeles Basın Toplantısı Tarihi 1 Kasım 2012'de Yapılacak.