30 Eylül 2009 Çarşamba

Kristen Stewart Twilight’ın Hayatını Nasıl Değiştirdiğini Anlatıyor

Adventureland’ın Blu-ray ve DVD’de 25 Ağustos çıkışının beklentisi içinde olan Kristen Stewart bu filmle ilgili ve aynı zamanda ‘Twilight’ ve devam filmi ‘Yeni Ay’la ilgili bir kaç soruya cevap verdi.

“Adventureland”, yerel bir eğlence parkında düşük maaşlı, küçük düşürücü bir işte çalışması gerektiğini farkeden, telaşlı bir yeni kolej mezunu olan James’in hakkında. Kristen James’in birazcık gevşemesine yardımcı olan iş arkadaşı Em’i oynuyor.

Q: Gerçek bir eğlence parkında çekim yapmak eğlenceli miydi?

KS: Evet, son ana kadar oradaki oyuncaklara binmemize izin yoktu, ve daha sonra bizi parktaki en tehlikeli çürük eski bir tahta olanının üzerine bindirdiler. Binmek zorunda olduğumuz tek şey buydu. Ve bunu 15 kere falan yaptık. Jesse’i (Eisenberg) bunu yaparken görmek özellikle eğlenceliydi çünkü hevesi çok engellenmişti. ‘Evet, bu çok eğlenceliydi’ diyordu [gülüyor].

Q: Yazın yaptığın en kötü iş neydi?

KS: Hiç olmadı. Yazları çok müthiş filmler yaptım. Bir keresinde yapım tasarımcısını sevmemiştim, eğer bu kötü işten sayılıyorsa![gülüyor]

Q: Kristen, “Twilight” serisindeki bir sonraki film olan “Yeni Ay”da dört gözle beklediğin şey nedir?

KS: Filmin her yönünü dört gözle bekliyorum. Çok daha fazla şey ortaya çıkartıldı, kurtadamların dünyasının hayata gelmesi gibi , ve ikinci film çok daha değişik. Edward onu terk ediyor, ilk filmin tamamen birbirlerine olan bağlılığı üzerine olduğu düşünülürse bu ilginç. Ve onların birbirleri olmadan
çabalamalarını görmek ve bu karakterin, Jacob’ın, aydınlığı ve sıcaklığı temsil etmesi gerektiğini görmek de öyle. Onu (Bella) çıkılması imkansız görünen bir monotonluktan çekip çıkartıyor. Ve bu gerçekten trajik. Aslında çalışılması gereken daha çok şey var. İlki güzeldi çünkü o en büyük aşk ve terk edişti, ve bu iyiydi, çünkü bu da bir tür ifadedir. Şimdiyse farklı bir hikaye.

Q: Hayat sert bir şekilde değişti mi? Sürekli izlendiğinin farkında mısın?

KS: Hergün değil, sadece basın toplantılarında ya da bunun gibi şeylerde ne söylediğine dikkat etmek zorundasın. Fakat gerçekten insanlar çoğu zaman beni tanımıyorlar. Sanırım kendi halimle farklı görünüyorum. Aynı zamanda çok yaklaşılabilir değilimdir, ve belki de ‘Ooohhh, o çok korkunç!’ diyorlardır[gülüyor].

Q: Bu film hayatını değiştirdi mi?

KS: Çok büyük bir planım yok. Bir şeyleri çok irdelemiyorum. Bir projeye ve onun diğerlerine nasıl benzediğine bakmıyorum. Bu ‘Oh bu bir sonraki adım ve muhtemelen benim için zekice’ demek değil. Adventureland, mesela, yapmak istediğim bir şeydi çünkü karakterlere çok kolay emek harcanabilirdi. Orada öylece oynanmak için duruyordu. Gerçek insanlar gibi oynadılar- hayata geçirmezseniz sayfanın ortasında öleceğini düşündüğünüz biri için sorumluluk duyuyorsunuz. Ne zaman bunu hissederseniz, bu değecek bir şeydir. Fakat Twilight’a gelince o gerçekten sevdiğim şeyleri yapmamı kolaylaştırdı, normalde kimsenin görmeyeceği bağımsız bir film gibi şeyleri.‘Oh hadi gidip bu striptizci filmde Bella’yı görelim; çılgınca olacak!’ gibi bir şey. [gülüyor]

Hiç yorum yok: