Kader onu ısırdı. O yanlış bir şekilde güzel. Uykulu gözler. Köşeli bir kafa.Karışık saç. Uzamış sakal. Yaşayan dudaklar. Masum, utangaç, romantik gülümseme. Harika!
Robert Pattinson her kadının birlikte kahvaltı yapmak istediği adam. O, Hugh Grant, James Dean karışımı biri.
Hotel de Rome’ın çatıdaki terasında koruması, asistanları ve kendisiyle birlikteyiz. O uzun, utangaç, arkadaş canlısı, alçak gönüllü, gülmeyi seven biri ve sıcak ve dikkatli bir sesi var. Kola içiyor.
Hugo Boss’un kıyafetlerinden giyiyor. Ve şöyle diyor “Kıyafetlerimin içinde bir hediye gibi duruyor ve bütün kıyafetlerim kirli.
Kendini tarif edebilir misin?
-Ben bile kim olduğumu bilmiyorum. Önceden, ünlü olmadan önce bu kolay bir işti. Fakat şimdi zor. Eğer hala kendin hakkında konuşmak istersen, senin karakterin tükenmiştir. Ben benim.
Caribbean’dan Air Berlin ile geldi. Özel uçakla değil. Bir el bagajı, sırt çantası ve gitarla seyhat ediyor. Sigara içiyor. Haşhaşa karşı alerjisi var ve geçtiğimiz yıl 27 milyon dolar kazandı. Hayatının rüyası ve kabusuydu.
-Kendime ev almakta korkuyorum çünkü daha sonra o evin yeri öğrenilecek. Başarısı onun hapishanesi, milyonlarca hayranın önünde koşuda
Son filmi Water For Elephants onun ruhunun gerçek bir yansıması. Hikaye şöyle: Genç bir veteriner her şeyini kaybeder. Ve bir sirk trenine atlar hayatını orda sürdürmeye karar verir. Reesse Witherspoon’a aşık olur. Rakibi ise Christoph Waltz!
Rüzgar Gibi Geçti’nin trende geçen hali. “Film hakkında çok iyi hislerim var çünkü kendim gibi olabildim. Çok az konuşuyorum fakat çok şey anlatıyorum. Kendimi çıplak bir ruhmuş gibi hissettim.
Bild: Nasıl yaşıyorsun?
-Uyanıyorum ve uyuya kalıyorum. En önemli arkadaşım çalar saatim. Kindle’dan kitap okuyorum ve iPad’den.
Bild: Kadere inanır mısın?
- Sanırım çoktan inanıyorum, her şeyi daha kolay yapıyor. Ne istersen yapabilirsin.
Bild: Mutluluk senin için ne ifade ediyor?
-Basit şeyler. Ben kolay mutlu olan biriyim. Pizza ve bira beni mutlu edebilmek için yeterli.
Bild: Sahip olduğun en önemli şey ne?
- Hiçbir şehe sahip değilim. Her zaman 1963 model Gibson elektrik gitarımla gezerim. Telefonumu kaybetmeye bayılırım. Çok özgür oluyorsun.
Picture: Koleksiyonun yok mu?
-Bazen takıntılı oluyorum. Duyuyorum ve bazı şeyleri biriktirmeye başlıyorum, fakat evde yaşamıyorum. Her şeyi evdeki depolara koyuyorum.
Oscar ödüllü oyuncu Christoph Waltz geliyor.
Bild: Rob’u eşsiz yapan nedir?
-Ona sadece yönetmen Francis Lawrence’ın bakış açısından bakmalısınız. Gülüyor. Onun bir sırrı var, mıknatıs gibi bir şey. Sadece kamera onu meydana çıkarabiliyor ve Robert Pattinson gibi orda ışık saçan insanlar oluyor.
Bild: Bekar mısın yoksa aşık mı?
-Daha fazla gülüyor. Büyük mavi gözleri bana bakıyor. Dişleri büyülüyor.” Evet bekarım, ama aynı zamanda aşığım.” Diyor.
Picture: Kime?
-Gülüyor, ben gülüyorum, biz gülüyoruz. “Bazen kendimi bir ormandaki kızıl derili gibi hissediyorum. Bu tür bir soru ruhunun fotoğrafını istemek gibi bir şey. Kendime ruhumu çalması konusunda izin verdim.
Robert Pattinson her kadının birlikte kahvaltı yapmak istediği adam. O, Hugh Grant, James Dean karışımı biri.
Hotel de Rome’ın çatıdaki terasında koruması, asistanları ve kendisiyle birlikteyiz. O uzun, utangaç, arkadaş canlısı, alçak gönüllü, gülmeyi seven biri ve sıcak ve dikkatli bir sesi var. Kola içiyor.
Hugo Boss’un kıyafetlerinden giyiyor. Ve şöyle diyor “Kıyafetlerimin içinde bir hediye gibi duruyor ve bütün kıyafetlerim kirli.
Kendini tarif edebilir misin?
-Ben bile kim olduğumu bilmiyorum. Önceden, ünlü olmadan önce bu kolay bir işti. Fakat şimdi zor. Eğer hala kendin hakkında konuşmak istersen, senin karakterin tükenmiştir. Ben benim.
Caribbean’dan Air Berlin ile geldi. Özel uçakla değil. Bir el bagajı, sırt çantası ve gitarla seyhat ediyor. Sigara içiyor. Haşhaşa karşı alerjisi var ve geçtiğimiz yıl 27 milyon dolar kazandı. Hayatının rüyası ve kabusuydu.
-Kendime ev almakta korkuyorum çünkü daha sonra o evin yeri öğrenilecek. Başarısı onun hapishanesi, milyonlarca hayranın önünde koşuda
Son filmi Water For Elephants onun ruhunun gerçek bir yansıması. Hikaye şöyle: Genç bir veteriner her şeyini kaybeder. Ve bir sirk trenine atlar hayatını orda sürdürmeye karar verir. Reesse Witherspoon’a aşık olur. Rakibi ise Christoph Waltz!
Rüzgar Gibi Geçti’nin trende geçen hali. “Film hakkında çok iyi hislerim var çünkü kendim gibi olabildim. Çok az konuşuyorum fakat çok şey anlatıyorum. Kendimi çıplak bir ruhmuş gibi hissettim.
Bild: Nasıl yaşıyorsun?
-Uyanıyorum ve uyuya kalıyorum. En önemli arkadaşım çalar saatim. Kindle’dan kitap okuyorum ve iPad’den.
Bild: Kadere inanır mısın?
- Sanırım çoktan inanıyorum, her şeyi daha kolay yapıyor. Ne istersen yapabilirsin.
Bild: Mutluluk senin için ne ifade ediyor?
-Basit şeyler. Ben kolay mutlu olan biriyim. Pizza ve bira beni mutlu edebilmek için yeterli.
Bild: Sahip olduğun en önemli şey ne?
- Hiçbir şehe sahip değilim. Her zaman 1963 model Gibson elektrik gitarımla gezerim. Telefonumu kaybetmeye bayılırım. Çok özgür oluyorsun.
Picture: Koleksiyonun yok mu?
-Bazen takıntılı oluyorum. Duyuyorum ve bazı şeyleri biriktirmeye başlıyorum, fakat evde yaşamıyorum. Her şeyi evdeki depolara koyuyorum.
Oscar ödüllü oyuncu Christoph Waltz geliyor.
Bild: Rob’u eşsiz yapan nedir?
-Ona sadece yönetmen Francis Lawrence’ın bakış açısından bakmalısınız. Gülüyor. Onun bir sırrı var, mıknatıs gibi bir şey. Sadece kamera onu meydana çıkarabiliyor ve Robert Pattinson gibi orda ışık saçan insanlar oluyor.
Bild: Bekar mısın yoksa aşık mı?
-Daha fazla gülüyor. Büyük mavi gözleri bana bakıyor. Dişleri büyülüyor.” Evet bekarım, ama aynı zamanda aşığım.” Diyor.
Picture: Kime?
-Gülüyor, ben gülüyorum, biz gülüyoruz. “Bazen kendimi bir ormandaki kızıl derili gibi hissediyorum. Bu tür bir soru ruhunun fotoğrafını istemek gibi bir şey. Kendime ruhumu çalması konusunda izin verdim.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder