1 Kasım 2010 Pazartesi

Japon Flix Dergisinden

Edward'ı tekrar tekrar oynamaktan yorulmuyor musun?

Robert: Her filmde farklı bir şey bulmaya çalışıyorum. Yaşım ilerledikçe hikaye hakkında farklı bir fikrim ya da bakış açım oluşuyor ve her seferinde farklı bir yönetmenimiz oluyor ki bu iyi, hepimize tamamen farklı bir fikir getiriyor. Aynı zamanda hala genç olmamızın iyi olduğunu düşünüyorum, hala kariyerlerimizin ortalarındayız ve kendi dayanıklılığımızı kanıtlamak için açız. Kristen belki de en uzun kariyere sahip ama o da 20 yaşında. Esneyip "Ben sıkıldım sadece para için buradayım" diyen kimse yok. Hiç kimseye cazip gelmeyen bir film yapmıyoruz. Bizden harika bir iş çıkarmamızı ve muhteşem bir film yapmamızı bekleyen çok insan var, bunun farkındayım.

Edward, Bella ve Jacob'ın öpüşmesini çok sakin karşıladı, ona hiç kızmadı.

Robert: Edward'ın yerinde olsaydım? Öyle bir kızdan anında ayrılırdım ve "Oh, beni aldattın "derdim (gülüyor). Bir şekilde Edward'a bunun için saygı duyarım ve gerçek şu ki Eclipse'de en sevdiğim sahne bu. O benim yapamayacağım şeyi yaptı. Bu onun çok kahramanca bir şey yaptığı o anlardan biri. Son filmde doğru olduğunu düşündüğü şeyi seçmişti ve Bella'yı umutsuzca çaresiz bırakmıştı. Şimdi de onunla olmak için ne gerekirse yapıyor.

Normal insanlar "Önemli değil seni affediyorum" derdi ve sonrasında onu "Sen böyle birşey yapmıştın!" diye suçlardı ama Edward yapmadı. O kıskançlık ve korkunun üstesinden geldi ve "Onun beni sevdiğini biliyorum ve bu yeterli" diye düşündü. Bu yapması kolay bir şey değil.

Robert Japonya'yı ilk kez gittiği için arkadaşlarına aldığı hediyelerden bahsetti.

Robert: Kaldığımız yerin yakınında bir dükkan vardı ve oradan bir sürü ıvır zıvır aldım. İçlerinden bir tanesi curry ya da garip bir şey tadında diş macunuydu. Onlardan iki düzine falan aldım ve arkadaşlarıma verdim; tepkilerini görmek harikaydı (gülüyor).

Kaynak => http://pattinsonladies.blogspot.com/2010/10/robs-short-interviews-with-tvtaro-flix.html

Hiç yorum yok: