15 Ekim 2009 Perşembe

US Weekly - Robert Pattinson Islak Pozlar






Robert Pattinson İsveç Elle Dergisi Röportajı

İsveç Elle dergisinde yayınlanan Robert röportajı...

İşte size Robert ile birlikte keyifli dakikalar…

Robert Pattinson ile Cannes’ta Croisette boyunda bir restorantta buluşacaktım. Film şirketi buluşmadan bir gün öncesine kadar zamanı ve yeri açıklamamıştı, ama bir şekilde bu bilgiler sızdı. Bir dedikodu sitesi bu konuda bilgi verdi ve dünyanın en seksi ve en çok arzulanan 23 yaşındaki genci restoranta gelmeden saatler önce restorantın çevresi hayranlar ve paparazziler ile doldu.

Restorantın her köşesinde korumalar vardı. Kızlardan bir grup kumsaldan restoranta sızmaya çalıştı, çok cesur olan bazıları denize atlayıp, restorantın özel plajına yüzmeye çabaladılar. Bir koruma onları durdurdu ve kumsalda kalıp, dijital kameraları ile yıldızın fotoraflarını çekmeye uğraştılar. Ama onların Rob’u görmelerine imkan yoktu, o büyük yumurta şeklindeki beyaz sandalyenin içinde sanki saklanmıştı. Şimdi Alacakaranlık serisinin devamı Yeni Ay hakkında konuşma zamanıydı…

(…)

Ben özgür iradem dışında, ev yapımı Youtube videoları, blog siteler, hikayeler ile birlikte Alacakaranlık dünyasının çılgınlığına derin bir dalış yaptım. Ama tahmin ettiğimden uzun olan Robert Pattinson, düşündüğümden çok daha fazla utangaç ve hoş.

Tüm bu bağırmalar sadece çılgınlık. Eğer hayranlar tek başlarına olsalar hiç böyle bağırmazlar, bunlar hep akran baskısından oluyor. ” diyor hayranları için.

Ama hayranların davranışları bir yana –bir kaç karış uzakta oturuyor ve onu seyretmekten kendinizi alamıyorsunuz. İnanılmaz derecede fotojenik. Sesli bir şekilde güldüğü zaman, yüz ifadesi çok hızlı bir şekilde çocuksu ve utangaç bir hal alıyor ve yere bakıyor (ki bunu çok yapıyor), sonra büyük gözleri ve yukarı kaldırdığı kaşları ile komik bir hal alıyor ve bir sonraki saniye ellerini saçlarının arasından geçiriyor, ve size yeni kazanmış olduğu süper seksi yakışıklı ünvanını kanıtlayan, görülmeye değer bir yan bakış atıyor.

(burada bulunan kısımlar bizlere Alacakaranlık / Robert Pattinson hayranlarının çok iyi bildikleri şeyleri anlattığı için ingilizceye çeviren kişi tarafından atlanmıştır.)

Alacakaranlık fenomeninin kuvveti ve bu ilginin hiç azalmayacak gibi olması karşısında ne kadar şaşırdığını anlatıyor.

Nereye gidersem insanlar çığlıklar atıyorlar. Böyle bir duruma hiç bir zaman hazırlıklı olamazsınız. Ama benim hayattaki amacım insanların benim için çığlıklar atmasını sağlamak değildi, eğer öyle olsaydı şimdiye çıldırmış olurdum, veya gerçekten işe yaramazın biri olurdum. Şimdi bu bana bir şaka gibi geliyor. Sözleşmemde hayranlara el sallamam gerektiğine dair bir madde yok, bu yüzden ben de sallamıyorum, ” diyor ve gülüyor.

(… eski röportajlarından alıntılar, söyleşilerde ne kadar rahatsız hissettiğine dair eski bilgiler var.)

Artık gerçekleri anlamak zorunda kalmış görünüyor:

Bu durumu kabul etmek zorundayım. Bununla kavga edemem. Bundan birkaç ay önce neredeyse kendimi çıldırtıyordum (bu röportajın Mayıs ayında yapıldığını hatırlayın) herşey hakkında paranoya oluyordum. Ama en sonunda setlere döndüğümde ve Yeni Ay çekimlerine başladığımda kendimi iyi hissettim. Bu bundan sonra yapacağım şey, çalışmaya devam etmek. Neredeyse önümüzdeki iki yıl boyunca doluyum ve bu zaman zarfında “normal” bir hayat veya daha önce sahip olduğum hayatı yaşamaya çalışmak zorunda kalmayacağım. Zaten bu işe yaramıyor. Daha önceden gittiğim yerlerin hiçbirine gidemiyorum, her zaman insanlar tarafından kuşatılıyorum.

Bu nasıl bir duygu?

Rahatsızlık verici. Ama olaylar değişecektir. Hiç değişmeden kalamazsın.

Çok fazla çılgın hayranın var mı?

Yüz tane hayrandan biri desek? Bir kız altı ay boyunca her üç günde bir ailemin evine pasta gönderdi.

Adresini nasıl bulmuş?!

Hiç bir fikrim yok! Ben üç bavul ile farklı otellerde yaşıyorum, bu yüzden hayranlar aileme pek çok şey gönderiyor” diyor ve tekrar gülüyor.

(… onun bakışları, tarzı, onu beğendiğini söyleyen tüm aktristler hakkında bilgiler)

Gözde, 32 yaşındaki doktoralı biyokimyacı günde beş saatini en büyük Robert Pattinson sitelerinden biri olan Robsessed için harcıyor. Gözde Rob’a olan sevgisinin açıklamasının çok kolay olduğunu söylüyor:

O bir Yunan Tanrısı gibi görünüyor, ama eğer onunla konuşmaya başlarsanız kekelemeye başlayacak şapşal utangaç bir adam gibi davranıyor. O çok komik ve zeki. Bu dayanılmaz!

(Bir kız arkadaşı olmadığına dair şeyler, ama bir kaç yıl önce Nina Schubert ile çıktığı, bazı Robsten dedikoduları)

Rob ve Kristen’in arkadaştan öte olup olmadıklarını bilmiyoruz ama çok yakın oldukları kesin.

Kristen de bu yıl benim yaşadıklarımın aynısını yaşadı. O durumu benimle karşılaştırılabilecek tek kişi.

Birbirinizi anlıyor musunuz?

Evet biz en başından beri çok iyi arkadaşız ve o çok iyi biri ve harika bir oyuncu. Onunla başka projelerde de çalışmak isterdim, ama en azından bir süre için bunu yapabileceğimizi sanmıyorum. Bence o kendi neslinin en iyi oyuncusu.

(Daha önce yayınlanan GQ dergisinde Rob internette kendi hakkında yazılanları, hatta hayran kurgularını bile, okuduğunu itiraf etmişti.)

İnternette hakkında yazılanları okuyor musun?

Bazen okuyorum… Ama bu gerçekten kötü bir fikir. Bunu yaparak beynini zehirliyorsun, oradan aldığın birşey yok, ya paranoyak oluyorsun veya gerçekten kendini beğenmişin biri olup batıyorsun…

(… yaz mevsiminin setlerdeki paparazziler ile onun için ne kadar kötü geçtiği, MTV Film Ödülleri, Comic Con, Teen Choice ödülleri hakkında yazılar)

Eğer Alacakaranlık’ın başarısını önceden biliyor olsaydı, herhangi başka bir şey yapar mıydın?

Eğer gerçekten geriye dönme şansım olsaydı, daha iyi oynamaya çalışırdım, daha iyi oynamak istedim.

Koleksiyoncular İçin Süper Parçalar!






13 Ekim tarihinde Kızınızın (veya Eşinizin) Robert Pattinson’a Vurulduğunun Beş İşareti başlıkla yazımızda da söylendiği gibi artık her fotoğrafı Koleksiyonumuzun bir parçası olarak görür olduk! 10 Ekim tarihli Fransız Series City Dergisi Yine En İyisini Yapmış başlıklı haberimizde sizlerle paylaştığımız dergideki fotoğrafların etiketsiz, yüksek çözünürlüklü ve siyah beyazlarını hazırlamışlar…

Yeni Ay

14 Ekim 2009 Çarşamba

‘Vampir’in Fendi ‘Korsan’ı Yendi

İngiliz Glamour dergisi, düzenlediği anket ile dünyanın en seksi 50 erkeğini seçti.
“Alacakaranlık” (Twilight) filmindeki vampir rolü ile bir anda tüm dünyada genç kızların sevgilisi haline gelen yeni nesil aktör Robert Pattinson, “Karayip Korsanları” filmlerindeki asi korsan Jack Sparrow karakteri ile kadınların gönlünde taht kuran Johnny Depp’in tacını elinden aldı. 2 bin kadının verdiği cevaplar doğrultusunda oluşturulan listede, Brad Pitt ve George Clooney gibi çekiciliği dünya kadınları tarafından pek çok anketle tescillenen isimler de ilk onda yer alıyor.

“Alacakaranlık” Oyuncularını Bir Türk Kızı Giydiriyor...

24 yaşındaki Melis Kuriş, “Alacakaranlık” oyuncularını kırmızı halı ve galalarda giydiriyor. Son dönemde dünyada fırtına gibi esen ve vampir furyasını başlatan “Alacakaranlık” (Twilight) filmini izlemeyeniniz (ya da kitabını okumayanınız) olsa bile, artık duymayanınız yoktur. İnsan yerine hayvan kanı içtiği için şakayla karışık “vejetaryen” denen vampirlerin maceralarını anlatan bu filmin ikincisi de yolda. Bu filmin bizi özellikle ilgilendiren yanı ise oyuncularının günlük hayattaki kıyafet seçimlerini Melis Kuriş adlı bir Türk’ün yapması. Bunu öğrenir öğrenmez internetten Kuriş’in izini buldum ve sizin için kısa bir röportaj yaptım. Kuriş henüz 24 yaşında ve ünlülerin memleketi Los Angeles’ta yaşıyor. Teksas doğumlu, babası Türk, annesi Amerikalı. 1 yaşındayken İstanbul’a taşınmışlar, 6 yaşında annesiyle birlikte ABD’ye geri dönmüş. 17 yaşında FIDM adlı moda okuluna gitmek üzere Los Angeles’a yerleşmiş. O gün bugündür bu şehirde ikamet ediyor. Bu yaşta isim yapmasını ise 17 yaşında çalışma hayatına atılmasına borçlu. Okul yıllarında Christina Applegate, Snoop Dogg ve Elijah Wood gibilerinin stylist’i Michael Holdaway’in yanında çalışmış, ondan sonra ise Jessica Simpson’ı giydiren Jessica Paster ve Lindsay Lohan’ın moda danışmanı Annie Jagger’ın yanında yetişmiş. Kuriş’in yıldızı esas “Benimle Dans Eder misin” yarışmasının ABD versiyonu “So You Think You Can Dance”in sunucusu Cat Deeley‘nin kostümlerini seçip bir araya getirmesiyle parladı ve piyasada adı duyuldu. Herkes Deeley’nin kostümlerinden bahsediyor ve kostümleri bir araya getiren vintage parçaların nerelerden bulunduğunu merak ediyordu. Kuriş 1,5 yıl Deeley’i giydirdikten sonra daha çok moda çekimlerine, defilelere, müzik videolarına ve reklamlara yöneldi. “Alacakaranlık” kızlarından ikisini (Ashley, Rachalle) H dergisinin bir çekimi için giydirdikten sonra filmin oyuncularını tüm basın toplantıları, kırmızı halılar ve galalarda giydirmek üzere işe alındı. Bakın Kuriş işi, “Alacakaranlık” macerası ve ilham kaynağı babası Yakup hakkında neler anlatıyor... “Galadan sonra hayatım değişti” “Alacakaranlık”ın cast’ını gala için giydirmek hayatımın en güzel ama yorucu deneyimi oldu. Galadan bir ay önce çocuklar için 180 kıyafet topladım. Evim showroom gibiydi, 20 portatif askıda kıyafetler ve 400 çift ayakkabı her yeri kaplıyordu. “Alacakaranlık” oyuncularını gala için giydirdikten sonra hayatım dramatik bir şekilde değişti. Birden genç ünlüleri Altın Küre, Oscar, MTV ve Grammy törenleri için giydirmeye başladım ve Lily Collins, Jennie Garth ve Keke Palmer gibi yeni müşterilerim oldu. Müşterilerimin öyle ya da böyle trendsetter’lar olmasına çalışırım. Kıyafetlerinin onların kişiliğini yansıtması gerektiğini düşünüyorum. Bazen canlandırdıkları karakterlerden de esinlendiğimi görebilirsiniz tabii. “Rob kafasına göre giyiniyor” “Alacakaranlık”ın başrol oyuncusu Rob (Robert Pattinson) bir stylist ile çalışmıyor; komik ama kendi kafasına göre giyiniyor. Onunla tanıştım tabii ama henüz birlikte çalışmadık. “Babam üç parçalı takım ve monokl ile sokağa çıkar” Babamın ismi Yakup Kuriş. İstanbul’da yaşıyor. Hayatım boyunca moda alanında esin kaynağım o oldu. Kusursuz bir zevki vardır. Küçüklüğümden beri bana nasıl giyinmem, hangi trendleri benimsemem gerektiği konusunda yol gösterdi. Onun giyimdeki esin kaynağı mimaridir. Bana büyürken hep “Eğer bir odayı giydirebilirsen bir insanı da giydirebilirsin” derdi. Babam üç parçalı bir takım elbise ve gözünde monokl ile sokağa çıkan bir adamdır. Eskiden beri vintage saatler ve gözlükler toplar, hiçbirini de atmaz. Kısa bir süre önce 80’lerden kalma koca bir Jean Paul Gaultier ürün koleksiyonunu bana hediye etti. “Türk kadınlarının takıları dikkat çeker” Bence Türk kadınlarının giyim kuşamda en güçlü oldukları konu takı. Aklımda takıları her zaman yer etmişlerdir. Teyzem Nur yıllar önce bana çok güzel bir bilezik vermişti. Takıp da çıkarmadığım tek şeydir bu bilezik. Türkiye’de tecrübe ettiğim kültürü ve hayat tarzını bana her daim hatırlatır. Masa’da trend semineri Geçtiğimiz yıl İstinye Park’ta ünlü trend gözcüsü Sue Evans’ın sunum yaptığı bir trend semineri düzenlenmişti. Önümüzdeki salı, bu seminerin ikincisi Masa Restoran’da düzenlenecek ve bu kez trendsetter William Arlotti iki saat süresince 2010 dünya trendlerini, değerlendirmelerini ve öngörülerini aktaracak; ipuçları verecek. Yenilikleri önceden takip etmeyi isteyenler salı günlerini bu semineri izleyerek değerlendirebilirler.
Marka Bağımlısı Ev
Otomobilinin koltuklarını LV yazılı, monogramlı kumaşlarla kaplatanlar gibi türlü Louis Vuitton görgüsüzlükleriyle karşı karşıya kaldık, hazmettik ve alıştık da. Ama bu nedir yahu?
Hansel ve Gratel’in “Umutsuz Ev Kadınları”nı hedefleyen versiyonu bugün yazılsa kahramanları baştan çıkaran ev bu mu olurdu acaba? Evin dışı Louis Vuitton desenli ise içi de markanın çantalarıyla, valizleriyle, kıyafetleriyle doludur diyerek ormanda bu evi mi aramaya çıkacaktı kahramanlarımız?
Fotoğrafta gördüğünüz ev Meksika’nın orta yerinde, tozlu bir sokakta kendi halinde evlerin sırasında böyle sırıtıyor.
Dikkatli baktığınızda binayı bir şeyle kaplamadıklarını, tamamen boyayla bu görüntüyü elde ettiklerini görüyorsunuz.
Semboller nasıl boyanıyor öyle, tek tek mi, bilemiyorum.
Artık onu da bir boya badana ustasına soracaksınız.
Malum bizim Türkler apartmanların dışını en mide bulandırıcı renklerde boyamaya bayılır. “Beyazın nesi var?” diye düşündürtür.
Eğer uygulama kolaysa, apartmanını rengarenk boyamaya meraklı Türkler arasında yaygınlaşabilecek bir trend bu, ne dersiniz?

20 Kasım'da Vizyonda

“Twilight” hayranlarının merakla bekledikleri “The Twilight Saga: New Moon” filmi için geri sayım başladı.

Chris Weitz’in yönettiği, çekimleri biten ve post prodüksiyonda çalışmaları devam eden film, 20 Kasım’da vizyona girecek. Vampir temasına sıra dışı açılımlar kazandıran “Twilight”ın yıldızları Kristen Stewart ve Robert Pattinson’a olan ilgi de çılgınlık boyutuna ulaştı. Her iki oyuncu da korumalarla dolaşıyor.